19 Nisan 2024 Cuma

KAYSERİ BASINI BAKİ ERSOY’UN BAŞARISINI YAZDI

baki-ersoy
Kayseri Anadolu Haber Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Sena Kösedağ, önceki gün kaleme aldığı yazı ile MHP Kayseri İl Teşkilatı’nın başarılarından bahsetti. Kösedağ, MHP Kayseri İl Başkanı Baki Ersoy’u takdir ederek, ” MHP’nin genç İl Başkanı Baki Ersoy, son derece akıllı stratejilerle bu seçimleri etkiliyor. Bir nevi kendi dünya görüşünü bu tür kurum ve kuruluşlarda temsil ettirmeyi başarıyor.” ifadelerini kullandı.
İşte Kösedağ’ın köşe yazısı:
BARO SEÇİMLERİ VE MHP’NİN İKTİDARI
Kayseri Barosu’nda seçimler yapıldı ve kendi ifadesiyle “milliyetçi-ülkücü” bir aday olan Cavit Dursun, ezici bir çoğunlukla başkanlığa seçildi. Bize de avukatların yaptığı bu seçime saygı duymak ve seçimlerin hayırlı olmasını dilemek düşüyor.
Benim amacım, burada baro seçimlerini tartışmak değil. Buradan yola çıkarak, son 1 yılda Kayseri’de önemli kurum, kuruluş ve sivil toplum kuruluşlarındaki “yönetim yapısının” nasıl ve neden değiştiğini dikkatlere sunmak istiyorum.
Bu manada ilk değişim Kayseri Organize Sanayi Bölgesi’nde yaşandı. AK Parti’nin adayı olarak lanse edilen ve yıllarca OSB’yi yöneten Ahmet Hasyüncü, şehrin ileri gelenlerinin bütün destek ve çabalarına rağmen seçimleri kaybetti. Başkanlığı kazanan Tahir Nursaçan her ne kadar AK Parti’ye uzak bir isim olmasa da MHP’lilerle ittifak yaptı ve yönetime de ağırlıklı olarak bu isimleri dahil etmek durumunda kaldı. Seçim gecesi zaferini ilan edince, kendisine ilk “hayırlı olsun” ziyaretini MHP İl Başkanı Baki Ersoy yaptı ve bir anlamda kamuoyuna “biz kazandık” mesajı verdi.
AK Partili yöneticiler ise “biz zaten seçimlere müdahil olmadık” diyerek süreci geçiştirdiler. Öyle sanıyorum ki kimse de bu konuda kendilerine herhangi bir şey sormadı.
Derken birkaç ay sonra üniversitelerde öğrenci konseyi seçimleri gerçekleşti. Her ne kadar siyasi partiler, bu seçimlere resmiyette /görüründe “müdahil olmuyor gibi gözükseler de” uygulamada durumun farklı olduğunu herkes biliyor. Hemen hemen bütün üniversitelerde siyasi partilerin öğrenci örgütlenmeleri bulunuyor. Partiler, kendilerine yakın dernek ve öğrenciler vasıtasıyla konsey seçimlerini kazanmak için amansız bir yarışa girerler.
Erciyes Üniversitesi’nde de son yıllarda AK Parti ile MHP arasında, konsey seçimlerinde büyük çekişmeler; bazen de kavgaya varan tartışmalar yaşandı. 3 sene önce yapılan ve büyük çekişmeye sahne olan seçimleri, AK Parti’ye yakın bir bayan öğrenci kazandı. Bu sonuç, Erciyes Üniversitesi tarihinde bir ilkti. AK Parti ilk kez kazandı, MHP, ilk kez kaybetti.
Ancak geçtiğimiz sene yapılan seçimlerde MHP, tarihinde ilk kez kaybettiği konsey başkanlığını geri aldı. O gece MHP il binasında ve ülkü ocaklarında kutlamalar yapılırken, AK Partililer, “biz zaten seçimlere müdahil olmadık ki” diyerek olayı geçiştirdiler.
Ülkücülerin, üniversite üzerindeki etkisi, öğrenci konseyini kazanmaları ile sınırlı kalmadı. Rektörlük seçiminden sonra üniversitenin üst yönetimi de yine milliyetçi-ülkücü isimlerden oluştu. Yeni dönemde rektör yardımcıları, fakülte dekanları, yüksekokul müdürleri, fakülte ve yüksekokul sekreterlerinin tamamına yakını, bu isimler arasından atandı.
Kayseri Ticaret Odası, yıllarca MHP’ye yakın isimler tarafından yönetildi. MHP’den milletvekili de seçilen Hasan Ali Kilci, yıllarca oda başkanlığı yaptı. Kilci’nin, “yargı darbesi” ile oda başkanlığından istifa etmesinin ardından yapılan seçimleri AK Parti’ye yakın olan Mahmut Hiçyılmaz kazandı. 17/25 Aralık sürecinden sonra paralel yapı ile olan kopma Ticaret Odası’nı derinden etkiledi. Paralel yapıya mensup isimler odadan istifa ettirilerek yerine yedek üyeler çağırıldı. Meclis Başkanı Mehmet Filiz, FETÖ’den yargılanıp tutuklanınca, istifa etmek durumunda kaldı. Meclis Başkanlığı için yapılan seçimlerde MHP’de üst düzey görevlerde bulunan Ömer Gülsoy ile AK Parti’de yöneticilik yapan Mustafa Ay yarıştı. Bu seçimleri Ömer Gülsoy ve ekibi kazandı. AK Parti İl Başkanı Cahit Özden’in tutumuna rağmen, otel sahibi olan bir AK Parti İl Başkan yardımcısının bile Gülsoy’a oy verdiği günlerce konuşuldu. Bu seçimlerden sonra MHP’de kutlama, AK Parti’de hüzün vardı.
Son olarak Kayseri Baro Başkanlığı seçimlerinde ortaya çıkan tablo ile önemli bir kurum daha, milliyetçi-ülkücü kesimin yönetimine geçmiş oldu. MHP’liler, seçim sonuçlarından sonra baroya ziyarete giderken, AK Partililer, “biz zaten karışmadık ki” tesellisiyle avundular.
Doğrudur yanlıştır bilemem ama yukarıda saydığımız tüm seçimlerde AK Partililer, “Biz karışmıyoruz” derken, MHP’nin genç İl Başkanı Baki Ersoy, son derece akıllı stratejilerle bu seçimleri etkiliyor. Bir nevi kendi dünya görüşünü bu tür kurum ve kuruluşlarda temsil ettirmeyi başarıyor. AK Partililer ise süreci izlemekle yetiniyor. Öyle görünüyor ki, hala bu tür kuruluşların önemini ya bilmiyorlar ya da gerçekten önemsemiyorlar. Bir başka ihtimal de Ticaret Odası Meclis seçimlerinde olduğu gibi AK Partili gibi görünenlerin ihanetine uğruyorlar.
AK Parti’nin Kayseri’de bir bakan, bir grup başkan vekili, 5 milletvekili, 2 MKYK üyesi, 1’i büyükşehir 14 belediye başkanı, şehrin bütün bölgelerinde güçlü teşkilatları ve yüzde 70’e varan oy potansiyeli bulunuyor. MHP’nin ise 1 milletvekili var, O da kayıplarda. Buna karşın, sözünü ettiğim seçimlerde böyle sonuçlar alınmaya başlandı. Bu durum sizce de biraz tuhaflık içermiyor mu? Yapılan bütün seçimler sonuna kadar meşru. Demek ki, bir taraf çalışırken, bir taraf cepten yemeye devam ediyor. Ve bu durum kimsenin umurunda bile değil…
Yakın bir zamanda Sanayi Odası, Ticaret Odası ve diğer odaların seçimleri var. Aynı kesimin bu oda seçimleri için de şimdiden ciddi hazırlık içerisinde olduğu biliniyor. Bununla beraber belediye başkanlığı ve milletvekilliği seçimlerinin de erkene alınması gündemde. Aynı anlayış sürerse MHP Kayseri’de daha çok kurumda iktidar olacak gibi görünüyor. Ve yine böyle giderse, AK Parti kan kaybetmeye devam eder.
Son bir notla yazıyı bitirelim.
Yaptığım bu değerlendirmelerden, “bazı kurumların MHP veya ülkücüler tarafından idare edilmesinden rahatsızlık duyduğum veya bu konuyu eleştirdiğim” sonucu çıkarılmasın. Bazı istisnalar dışında, özellikle üniversitenin bazı fakülte ve yüksekokullarında çok değerli isimler göreve getirildi ve işlerini layıkıyla yapıyorlar. Bana da sorsalar, üç aşağı beş yukarı aynı isimleri işaret ederdim.
Dahası, Devlet kurumlarına, siyasi parti veya ideolojik düşüncelere göre yapılan atamaların, ülkeyi ne hale getirdiğini 15 Temmuz’da çok iyi gördük. Bu nedenle her türlü makam ve mevki için yapılacak görevlendirmelerde ön koşul, liyakat olmalıdır.
Ben bu yazıyla sadece,  son dönemlerde Kayseri’de idari anlamda yaşanan değişim ve dönüşümün tespitini yapmak istedim.
Hepsi bu!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.