Arıkan, Kayseri Medya Kuruluşları toplantısında gündemi değerlendirdi
Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Kayseri'de basın mensupları ile toplantıda buluştu. Gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan Arıkan, ekonomiden enflasyona, CHP'nin kapatılma tartışmalarından Gürcistan'da Türk Silahlı Kuvvetleri 12. Hava Ulaştırma Üs Komutanlığı'na ait düşen askeri uçağa ve uyuşturucu sorununa kadar birçok konuda önemli açıklamalarda bulundu. Ekonominin 2026 yılında daha kötü olacağını ifade eden Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, '2026, 2025'ten kötü geçecek. Bütçe bunu gösteriyor, rakamlar ortada. Çıkıp 2026 bütçesinde böyle bir rakam varken hangi gerekçeyle ekonomiyi düzelteceğinizi söylüyorsunuz?' dedi.
Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Kayseri Medya Kuruluşları toplantısında basın mensupları ile buluştu. Gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan Arıkan, Gürcistan’da Türk Silahlı Kuvvetleri 12. Hava Ulaştırma Üs Komutanlığı’na ait uçağın düşmesi sonucu şehit olan 20 asker ile ilgili açıklamalarda bulunarak; “Askerlerimizin eski model uçaklarla göreve gönderilmeleri, başka ülkelerden o dönemlerde bu uçakları satın almaları, önümüzdeki dönemde konuşulması gereken konulardan biri. İnceleme sonuçlarının kamuoyuyla şeffaf bir şekilde paylaşılması son derece önemli” dedi.
“Hala faizi konuşuyoruz, hala vergileri konuşuyoruz”
Enflasyon artışı ile ilgili hükümeti sert bir dille eleştiren Arıkan, “Ben milletvekili seçildiğimde iktidarın yetkilileri gerek Ankara'da gerek Kayseri'de açıklamalar yapmışlardı. Neydi açıklama? ‘Bakın arkadaşlar gördünüz, faizin belini kırdık, yakın bir zamanda enflasyonun belini de kıracağız’ dediler. Hepimiz duyduk bu cümleyi. Netice ne oldu? Faiz aldıkları orandan çok daha yukarılara çıktı. Yıllık enflasyon yüzde 33 arkadaşlar. Enflasyonun belini kıracağız dedikleri tarihte enflasyon kaçtı biliyor musunuz yüzde 38'di. 2,5 yıl birçok uygulama dayatıldı. Birçok işverenlerimize, vatandaşlarımıza, memurlarımıza zulüm tabiri yerindeyse uygulandı, sadece 5 puan düştü. Bugün ekonomiden hiç anlamayan birini Türkiye'nin ekonominin başına getirseniz emin olun çok farklı bir tabloyla karşı karşıya kalırdık ama bu 5 puan her halükârda düşerdi. 2,5 senenin sonunda hala enflasyonu konuşuyoruz, hala faizi konuşuyoruz, hala vergileri konuşuyoruz. Sayın Şimşek bütçe görüşmelerine çıktı dedi ki: ‘Türkiye'de dünya da en az vergi alan ülkelerden bir tanesidir’ dedi. Bugün insanımızın alacak neyini bıraktınız Allah aşkına? Emeklilerimizin alacak neyini bıraktınız? Ve enflasyon tahmini. Geçen sene 2025 yıl sonuyla alakalı enflasyon tahmininde bulundular. Dediler ki: ‘2025 yıl sonunda enflasyon oranı yüzde 25 olacak’ dediler. Cuma günü bir açıklama daha yaptılar. ‘Pardon’ dediler ‘olmadı yüzde 25, enflasyon yüzde 33 olacak’ dediler. Yüzde 25'e göre asgari ücretliye, memura, emekliye zam verdiniz ama enflasyon yüzde 33 oldu. Merakla bekliyorum, önümüzdeki bir ay içerisinde acaba 12 ay boyunca enflasyon farkından dolayı eksik verdikleri zammı hükümet tamamlayacak mı, tamamlamayacak mı? Hepiniz cevabı biliyorsunuz. Tamamlamayacak, öyle bir şey gündeme dahi gelmeyecek. Ve 2026'nın sonunda enflasyonun yüzde 16 olacağını söylüyorlardı. Böyle bir şey yok, öyle bir dünya kesinlikle yok” ifadelerini kullandı.
“Ekonomi 2026 yılında 2025’ten daha kötü olacak”
Ekonominin 2026 yılında daha kötü olacağını ifade eden Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, “2026, 2025'ten kötü geçecek. Bütçe bunu gösteriyor zaten. Yani rakamlar ortada. Vergilere daha da artırdığı, cezalara daha da artırdığı, faizin daha da artırdığı, cari açığın daha da artırdığı bir bütçe geliyor. Böyle bir bütçede çıkıp da 2026 bütçesinde böyle bir rakam varken hangi gerekçeyle ekonomiyi düzelteceğinizi söylüyorsunuz? Enflasyonu düşüreceğinizi söylüyorsunuz? Mümkün değil. Allah nasip ederse bir yıl sonra biz yine burada oturacağız, yine bu sorular karşısında istişare edeceğiz. Çok daha kötü, 2026 enflasyonu yüzde 163. Allah'tan korkun demek lazım. Siz daha 2025'i tutturamadınız, 2024'ü tutturamadınız, 2026'yı tutturmaktan bahsediyorsunuz. Dünyada enflasyonda 5. sıradayız. Bizim üstümüzde kim var? Sudan var, iç savaş var. Venezuela var, Trump tepesinde akşam sabah orayı bombalayacak. Burundi bilmem nesi var, haritada yerini bulamadığımız bir ülke var. Zimbabwe var, Arjantin var. Biz bunlarla enflasyonda yarışıyoruz” dedi.
“Uyuşturucu baronlarının siyasilerle fotoğrafları çıkıyor”
Türkiye’de 35 milyon vatandaşın bağımlılıkla mücadele ettiğini olduğunu ve neticeye ulaşılamama sebebinin uyuşturucu baronlarının siyasilerle fotoğrafı çıkmasını gerekçe gösteren Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, “Yanlış yönetim mantığımızdan dolayı, kötü yönetim mantığımızdan dolayı yeraltı dünyasında gençlerimiz mafya dünyasında iş aramak durumunda kalıyorlar. Aileleri dağılıyor, cinayet, bağımlılık, uyuşturucu meselesi yine içimizi acıtan, canımızı acıtanlardan biri. Bugün uyuşturucunun ilkokula indi bu da acilen elimize almamız gereken hususlardan biri. Gençler A4 diyorlar buna. A4'ün içerisine uyuşturucu enjekte ediyorlar, çocuklarımızı zehirliyorlar. Ve bugün bağımlılıktan mağdur insan sayısı 35 milyon. 86 milyon insanın 35 milyonu bağımlılıkla mücadele etmek durumunda. Yakınıyla, eşiyle, dostuyla hepimizin etrafında çok yakınlarımız bu illete ulaşmış vaziyette. Ama neticeye gidemiyoruz. Niye? Baronların siyasilerle fotoğrafları çıkıyor. Siyasi parti genel başkanları ve siyasi büyüklerle uyuşturucu baronlarının fotoğrafları çıkıyor” dedi.
“2025 Türkiye’sinde parti kapatılmasını konuşmak akıl alır şey değil”
CHP’nin kapatılmasına yönelik tartışmalara da değinen Arıkan, “İki gündür hayretler içerisinde kalıyorum. Ya halen 2025 Türkiye'sinde partilerin kapatılmasını konuşmak benim aklımı almıyor. Biz nerede hatırlıyoruz parti kapatmayı? Kenan Evren'de hatırlıyoruz parti kapatmayı. Uğur Mumcu'da hatırlıyoruz. Sabri Kanadoğlu'nda hatırlıyoruz. Bunların devri bitti artık. Bugün Türkiye'de parti kapatılması konuşulamaz. Herkes yargılanabilir. Herkes tutuklanabilir. Herkes mahkemeye çıkabilir. Ama Eften püften sebeplerle partileri kapatmak, bunların konuşulması yine bizim itiraz ettiğimiz hususlardan bir tanesi” ifadelerini kullandı.
“Türkiye her yıl daha da geriye gidiyor”
Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan Türkiye’nin adalet güven noktasında alt sıralara düştüğünü ifade ederek, “Akıllarında şu soru var: Gebze'de bu oldu, Kocaeli'de bu oldu, Fatsa’da bu oldu, Diyarbakır'da bu oldu. Gerçekten bu olayların failleri cezalandırılacak mı? Bu olaylar karşısında hukuk kâmil manada işleyecek mi? Bunu çeşitli kamuoyu yoklamalarından takip ediyoruz. Toplumun büyük bir kesimi, yeterince araştırma yapılmayacağını, yeterince tedbirlerin uygulanmayacağını söylüyor ki biz bunu da gördük zaten. Kimler gözaltına alındı, kimlerle alakalı soruşturma açıldı? Kocaeli'deki genel yöneticilerle alakalı soruşturma açıldı. Ya bu dava niye yukarılara gidemiyor? Niye yukarıdaki yetkili insanlarla alakalı soruşturma açılamıyor? Onlarla alakalı denetim mekanizması görevini yapmıyor. Bizim itiraz ettiğimiz hususlardan birinin de bu olduğunu ifade ediyoruz. Sürekli kullanılan cümle şu: “Efendim, Türkiye bir hukuk devleti. Türkiye'de adalet tartışılamaz.” Ya Türkiye'de adalet tartışılmazsa ne olur? En son hukuk göstergeleri yayınlandı. Türkiye, adalete güven noktasında 150 ülke arasında 100-130. sıralardan daha da aşağıya düştü ve her geçen yıl daha da düşülen bir tablo yaşıyoruz biz. Bizim itirazımız buna. Bizim bunlarla alakalı itirazımız devam edecek. Sürekli “Yargı var” cümlesi kullanılıyor ama “Adalet var” cümlesini kullanamadıklarını görüyoruz. Yani müspet manada ne kadar istatistik varsa, Türkiye olarak aşağıya gittiğimizi görüyoruz” dedi.
“Milli Görüş prensiplerini benimseyen herkesle ittifak modeline çalışacağız”
Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, geçmişte yapılan siyasi iş birliklerine atıfta bulunarak, Saadet Partisi’nin “değerler, ilkeler ve prensipler ittifakı” anlayışıyla hareket ettiğini belirtti. İttifak modeli ve Türkiye'nin yönetilmesi konusu görüşülmeden Cumhurbaşkanı adaylığı çıkışını doğru bulmadığını ifade eden Arıkan, "İttifakla alakalı biz 2018'de Millet İttifakı'nı kurarken şunu söyledik: “değerler, ilkeler ve prensipler ittifakı yapıyoruz” Ve bunu geçmişte de ortaya koyduk. 1974'te merhum Ecevit'le biz ittifak kurmuştuk, Kıbrıs Barış Harekatı'nı yapmıştık. Kıbrıs'taki zulmü sonlandırmıştık ve Müslüman İmamoğlu başlamıştı. Yani Ecevit'le beraber Müslüman İmamoğlu başlamıştı. 1977'ye geldiğimizde biraz önceki Ağır Sanayi Hamleleri, Demirel'le Türkeş'le o dönem koalisyon yaparak başarı ortaya koymuştuk. 96-97'ye geldiğimizde Tansu Çiller'in bize dediği cümle şu: 'Siyasette benim en önemli görevim Refah Partisi'ni bitirmek' cümlesi vardı. Bu cümleyi kullanmasına rağmen biz onunla koalisyon kurmuştuk, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk ve son denk bütçeyi yapabilmiştik. D-8'leri kurmuştuk. Havuz sistemini, eş zamanlı sistemini hayata geçirmiştik. Bugün de ilkeler ve prensipler üzerinden her partiyle biz oturup konuşmaya hazırız. Türkiye artık ideolojik kavgadan çıktı, hak yiyenlerle hak yiyenlerin mücadelesine dönüştü. Bu mücadelede beraber yol yürüyeceğimiz herkesle oturabiliriz. Şu an bir ittifak bir tane ittifak var, o da Cumhur İttifakı. Onun dışında bir ittifak zaten şu an için söz konusu değil. Deva Partisi de Gelecek Partisi de Yeni Yol grubunu kurduğumuz, beraber yol yürüdüğümüz siyasi hareketlerden bir tanesi. AK Parti'ye giderler gitmezler, ben böyle bir ihtimal görmüyorum ama geri planda neler yürüyor, bilemiyorum. Kendileri de görüşsünler, böyle bir durum olmadığını defaatle ifade ediyorlar. Yeni dönemde Milli Görüş prensiplerini benimseyen, kalkınma modelini önceleyen, adaleti önceleyen herkesle oturacağız, konuşacağız ve bir ittifak modeline çalışacağız. Şuna karşıyım: Her partinin genel başkanı doğal Cumhurbaşkanı adayıdır. Ama bugünden ittifak modelini konuşmadan, Türkiye'yi nasıl yöneteceğini konuşmadan ben adayım diye çıkıp dolaşmayı da çok doğru bulmadığımı ifade etmek isterim” şeklinde sözlerini noktaladı.
Bakmadan Geçme
