• Haberler
  • Röportaj
  • Bayram Karaman'ın dürüstlük ve çalışkanlıkla yazdığı başarı hikâyesi: Karva

Bayram Karaman'ın dürüstlük ve çalışkanlıkla yazdığı başarı hikâyesi: Karva

Köyden başlayan bir yolculuk, sınav günü yaşanan bir hayal kırıklığı, ardından gelen tesadüfi tercihler… Ve bugün, sektöründe fark yaratan bir başarı öyküsü. Karva Plastik ve Termoform Yönetim Kurulu Başkanı Bayram Karaman'ın hikâyesi, aslında iş dünyasına da güçlü bir mesaj veriyor: İnsan plan yapar, fakat hayat çoğu zaman kendi yolunu çizer. Çocukluk hayali doktorluk olan Karaman, bugün mühendis kimliğiyle sanayiye yön veriyor. 'Dürüst ve çalışkan olmayı' ilke edinerek kurduğu Karva'da birçok sektörü işin mutfakta kısmında destekliyor. Karaman, yarım kalan hayalini de kızının doktor olmasıyla taçlandırıyor.

Hayatın akışı çoğu zaman planladığımız gibi ilerlemez; bazen küçük bir tercih, bazen de alınan bir tavsiye tüm yönümüzü değiştirebilir. Çorum’un köyünden çıkıp Kayseri’ye gelen Bayram Karaman’ın hikâyesi de tam olarak böyle. Kendisinin deyimiyle, hayallerin tesadüflerle birleştiği bu yolculuk, sadece bir kariyer hikâyesi değil, aynı zamanda hayatın sürprizlerine dair güçlü bir ders niteliğinde.

-Ben Bayram Karaman, 1976 Çorum doğumluyum. Makine mühendisiyim; lisansımı Erciyes Üniversitesi Makine Mühendisliği bölümünde tamamladım. Ardından polimer üzerine yüksek lisansımı yine Erciyes Üniversitesi’nde yaptım. Aslında esasen taşra çocuğuyum, köylü bir aileden geliyorum. Hayatım enteresan bir hikâyeye sahip. İnsanların hayatının nereden başlayıp nereye gittiğini hiçbir zaman tam olarak planlayamayacağınızı, ne kadar plan yaparsanız yapın, orada her zaman bir ‘gaip güç’ olduğunu düşünüyorum. Benim hikâyem de burada başlıyor.

Lise yıllarımda zeki ve başarılı bir öğrenci olarak biliniyordum. Hayalim doktor olmaktı. 1994 yılında deneme sınavlarımda ve tercih sıralamalarımda tıp hep ilk 7 tercihim arasında yer alıyordu. Rahatlıkla kazanabileceğim bir durumdaydım. Ancak üniversite sınavında, heyecanlı ve hiperaktif yapım nedeniyle tabiri caizse ters köşe oldum; sınav sonrası çok etkilendim, ağladım. O dönemde çok kıymetli bir hocam vardı. 11. tercihimle Erzurum Tıp’ı, 13. tercihimle ise Kayseri Makine Mühendisliği’ni yazmıştım. Hocam, “Oğlum, baban yok, sen Erzurum’a gidip 6 yıl tıp okuyacaksın, ne yapacaksın?” dedi ve tercihlerimi değiştirmemi önerdi. Sonuç olarak 13. tercihim olan Kayseri Makine Mühendisliği, 11. tercih konumuna geldi ve ben Makine Mühendisliği kazandım. Sınavdan çıktığımda takıldığım bir soru yüzünden ağlıyordum; o an büyük bir hayal kırıklığı yaşamıştım.

Günümüze geldiğimde, planladığımız ve çizdiğimiz hayat yolunun çoğu zaman bizi beklenmedik yerlere götürdüğünü net bir şekilde gördüm. Şimdi dönüp baktığımda, iyi ki doktor olmamışım diyorum; çünkü yapım gereği farklı bir insanım. Öte yandan hayallerimi tamamlayan bir kızım oldu ve şu anda o doktor. Bu durum beni ayrıca çok mutlu ediyor. Bugün, yaşadığım tüm süreçlere bakınca, hayatın bizi nerelere sürükleyeceğini asla tam olarak öngöremeyeceğimizi ve bazen tesadüflerin en doğru yolu getirebileceğini görüyorum.

Bayram Karaman’ın çocuk yaşta simit satarak başlayan ticaret serüveni, bugün Karva Plastik ve Termoform’un başarı öyküsüne dönüştü. “Dürüstlük ve çalışkanlık” ilkelerini İmam Hatip yıllarında edinen Karaman, üniversite kantininden sanayiye uzanan yolculuğunda 1997’den bu yana iş dünyasının içinde. Onun hikâyesi, girişimcilik ruhunun erken yaşta filizlenip nasıl büyük başarılara dönüştüğünün güçlü bir örneği.

-Ticaret benim ruhumda var. Ben Çorum İmam Hatip Lisesi mezunuyum ve gerçekten iyi ki imam hatip okumuşum; orada aldığım temel, hayatım boyunca benim düsturum oldu: dürüstlük. Yani çalışkan ol, doğru ol. O dönemde devlet yurtlarında kaldım; Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne bağlı vakıflar yurdunda. Köylü bir çocuğum, babam 1986 yılında rahmetli oldu; o zaman ben 9 yaşındaydım. Annemle birlikte üç kardeş köyde kaldık. 1988 yılında İmam Hatip Lisesi’ne başladığımda sınavla kazanmıştım ve 11 yıl boyunca devlet yurtlarında kaldım.

İşte o yıllarda ticarete başladım. Henüz 12 yaşındayken simit satmak gibi küçük işlerle ticaretin temellerini öğrenmeye başladım. Sabah dörtte kalkıyor, ürünlerinizi satmak için plan yapıyor ve dokuzda bitirmeniz gereken bir işi stratejiyle yürütüyordunuz. Bu yaşantı, bana geleceğe dair plan yapmayı ve strateji geliştirmeyi öğretti. Üniversiteye başladığımda bu deneyimlerin meyvesini gördüm; yurtta kantini aldım ve işletmeye başladım. Hem üniversite okuyordum hem de kantin işletiyordum. Orada ticareti öğreniyor, strateji belirliyordum.

1996 yılı sonunda, 1997 yılında ise Üniversite-Sanayi İşbirliği kapsamında, üniversite son sınıfa gelmeden, üçüncü sınıfta part-time olarak iş hayatına başladım. O günden bu yana, 1997 yılından itibaren resmi olarak iş hayatında aktif bir şekilde çalışıyorum.

“EN İYİ MALI EN KALİTELİ ŞEKİLDE ÜRETMEK ARTIK BİR ZORUNLULUK”

Karva Plastik ve Termoform Yönetim Kurulu Başkanı Bayram Karaman, “Geçmişte fiyatı üretici belirlerdi, bugün ise piyasa şartları belirliyor” sözleriyle değişen ticaret düzenine dikkat çekiyor. Ona göre iş dünyasında ayakta kalmanın yolu, nitelik ve niceliği aynı noktada buluşturup en kaliteli ürünü en doğru fiyatla sunmaktan geçiyor.

-Esasen dünyadaki ticaret giderek zorlaşıyor. Bunun nedeni, global ağların ve yapay zekânın işin içine girmesiyle oluşan yeni dinamiklerdir. Günümüzde global networkler dünyaya farklı bir bakış açısı kazandırdı. Rekabet ortamı artık çok daha yoğun; örneğin, Avustralya’da ürettiğiniz bir malı Türkiye’ye satmak geçmişe göre çok daha kolay hâle geldi. Ancak global dünyada iletişim kanalları hızlandıkça, rekabet de zorlaştı. Geçmişte ürettiğiniz mala kendi belirlediğiniz bir fiyat uygulayabiliyordunuz, şimdi ise piyasada oluşan fiyatlara uyum sağlamak zorundasınız. Bu noktada nitelik ve nicelik kavramlarını çok iyi eşleştirmek gerekiyor; en iyi malı en kaliteli şekilde üretmek artık bir zorunluluk. Tüketim hızı artarken, üretim ve iletişim kanalları da genişlediği için rekabet gün geçtikçe daha da sertleşiyor.

“ÇALIŞMADAN DÜRÜST OLMA ŞANSINIZ YOK”

Gençlere daima en yüksek hedefi koymalarını tavsiye eden Bayram Karaman, başarının tek şartını “çalışmak ve dürüst olmak” sözleriyle özetliyor. 27 yılı aşkın süredir plastik sektöründe edindiği tecrübeyi 2014’te Karva ile taçlandıran Karaman, bugün endüstriyel plastik levha ve termoform alanında markasını sektörün öncülerinden biri haline getirdi.

-Gençlere özellikle şunu söylüyorum: Bir hedef koyun ve o hedefi daima en yükseğe koyun. İkinciliği düşünmeyin, hedefiniz her zaman en tepede olsun. O hedef doğrultusunda ne gerekiyorsa yapmanız gerekir. Bunun tek şartı çalışmaktır; başka yolu yoktur. Çalışırken dürüst olacaksınız. İşinizi yaparken doğru olacaksınız. Çok net söylüyorum, çalışmadan dürüst olma şansınız yok. Çalıştığınız sürece, gereğini yaptığınız sürece doğruluğa ulaşırsınız. Ama çalışkan değilseniz, dürüst olma şansınız yoktur. Çünkü yaptığınızı doğru yapamazsınız. Doğru yapmadığınız zaman manipülatif davranmak zorunda kalırsınız, karşı tarafı kandırırsınız ve belli bir süre sonra yaptığınız işin karşılığını alamazsınız. Çalışkan olmadan, gereğini yerine getirmeden doğru olamazsınız.

Ben bu anlayışla bildiğim işi yapmak üzere yola çıktım. 1998 yılında üniversiteyi bitirdiğimde, polimer üzerine yüksek lisansımı tamamladım ve plastikler üzerine ihtisas yaptım. Yaklaşık 27-28 yıldır plastik sektörünün içindeyim. Bildiğim işi yapacağım dedim ve bu doğrultuda profesyonel yöneticilikler yaptım; önce beyaz eşya sektöründe, sonra plastik sektöründe. 2014 yılında da bildiğim işi yapmak üzere Karva’yı kurduk. Bugün geldiğimiz noktada, endüstriyel plastik levha ve termoform alanında, kendi alanımızda gerçekten takdir edilen işler yaptık. Bunun karşılığı olarak da çok büyük emek harcadık ve bu emek, bugünkü başarıyı getirdi.

Disiplin, dürüstlük ve ekip çalışması… Bayram Karaman’ın iş felsefesini özetleyen üç temel değer. Her işi yakından takip eden, paylaşım ve istişareyi ön planda tutan Karaman, bu yaklaşımıyla hem şirketinde hem de Kayseri iş dünyasında örnek gösterilen bir isim.

-Nasıl anlatsam bilmiyorum ama ben biraz sıra dışıyım. Bunun nedeni, disiplinli bir insan olmamdır. Esasen iyi bir insanım, güler yüzlüyüm ve hiperaktif yapımla bulunduğum ortamı şekillendirebilen biriyim. Ancak iş söz konusu olduğunda son derece disiplinliyim; ayrılmadığım tek değer disiplin ve işe sadakattir. Kendi işime ve şirketlerime olan saygı benim için çok önemlidir. Her işi anbean takip ederim ve kurumsal yapıya büyük önem veririm. Aile şirketi kavramı farklıdır; ben bu anlamda tektim. Bu nedenle belki biraz rahattım ama kurumsallaşmak bir şirketin temelini oluşturur. Kurumsallaşıp işi profesyonellere devretmediğiniz ve yalnızca kontrol ve takipte kalmadığınız sürece başarılı olma şansınız yoktur. Çünkü başarı bir ekip işidir; çalışmak, başarmak ve kurumsal yapı ekip çalışmasıyla mümkündür. Bu nedenle arkadaşlarımla sürekli istişare halindeyim, paylaşmayı önemsiyorum ve kurumsal yapıya büyük önem veriyorum. Bu yaklaşımım Kayseri toplumunda da takdir görüyor ve olumlu karşılanıyor.

İş dünyasını bir maratona benzeten Bayram Karaman’a göre rekabette fark yaratmanın tek yolu, know-how geliştirmek ve katma değerli üretime odaklanmak. Karva’nın başarısını da bu anlayış özetliyor: kaliteyi önceleyen, fiyatla değil markasıyla öne çıkan bir üretim vizyonu.

-Sadece plastik sektörüyle sınırlı değil; aslında dünya büyük bir maraton ve bu maratonda durmak yok. Önemli olan, koşunun hızı ve dengesidir. Eğer ortalama 10 kilometre hızla koşuluyorsa ve siz 9 kilometrede kalıyorsanız, ilerliyor görünseniz de aslında geride kalıyorsunuz. Bu, özellikle standart üretimlerde fiyat odaklı rekabette sıkça yaşanan bir durumdur.

Bu nedenle fark yaratmak şarttır. Özel ürünler geliştirmek, know-how oluşturmak ve katma değerli üretime odaklanmak rekabeti lehimize çevirmenin tek yoludur. Samimiyetle söyleyebilirim ki Karva olarak biz hiçbir zaman fiyat politikasıyla yola çıkmadık, kalite ve ürün politikasıyla yola çıktık. Çünkü biz bir markayız, biz bir kaliteyiz. Başarıya giden yol, kaliteyi ve bilgi birikimini öncelik haline getirmekten geçiyor.

“VİTRİNDE DEĞİL, MUTFAKTA İŞ YAPIYORUZ”

Karva, vitrinde değil mutfakta iş yapan bir marka. Beyaz eşyadan sağlığa, otomotivden mobilyaya kadar pek çok sektörde yarı mamul ve ara mamul üretimi yapan Karva Plastik ve Termoform, her üretimin arkasında know-how ve kalite anlayışı taşıyor. Bayram Karaman, gelecekte AR-GE’ye odaklanarak katma değerli ürünler geliştirmeyi ve Karva’yı dünya çapında tanınan bir marka hâline getirmeyi hedefliyor.

-Karva, dışarıdan bakıldığında “ne üretiyor?” sorusunu akla getiren bir firma gibi görünebilir; çünkü biz nihai bitmiş ürün üretmiyoruz. Ancak içeriye girdiğinizde işin derinliğini ve değerini görüyorsunuz. Karva, yarı mamul ve ara mamul üreticisidir ve her sektörde faaliyet gösteriyor: beyaz eşya, otomotiv, sağlık, mobilya, reklam, karavan ve tatil sektörleri…

Kısacası, vitrinde değil, mutfakta iş yapıyoruz; her mamulün arkasında üretim know-how’ımız ve kalite anlayışımız vardır. Yarı mamul ve hacme dayalı üretime rağmen Karva’nın ihracatı yüzde 35 civarında ve aktif olarak 45-50 ülkeye ihracat yapıyoruz. Hedefimiz uzun vadeli ve nettir: Kalıcı başarı. İnsanlar gelip geçicidir, ancak Karva markasının bizden sonra da varlığını sürdürmesini istiyoruz. Türkiye’de plastik sektöründe Karva, bilinen ve saygı gören bir marka hâline gelmiştir. Bu başarıda ekip arkadaşlarımızın katkısı büyüktür. Gelecekteki amacımız Karva’yı dünya çapında güçlü bir marka hâline getirmektir. AR-GE çalışmalarımızı yoğunlaştırıyor, sertifikalı bir laboratuvar kuruyoruz. Böylece daha katma değerli ürünler üretip Türkiye ekonomisine katkı sağlayacak ve Karva’yı dünya çapında tanınan bir marka hâline getireceğiz.

Bayram Karaman’ın gençlere mesajı net: bilgiye hızlı erişim kolay ama başarı için emek ve çaba vazgeçilmezdir.

-Başlangıç noktası aslında çok net. Gençlere tek tavsiyem şudur: Günümüzde her şeye ulaşımın çok kolay olduğu bir ortamda yaşıyoruz; bilgiye ve kaynaklara çok hızlı ulaşıyoruz. Bu, emek sarf etmeyi neredeyse gereksiz kılıyor gibi görünüyor. Ancak şunu açıkça belirtmeliyim ve bunu klişe olarak söylemiyorum: Çok çalışmanız gerekiyor. Benim hikâyemde bu net bir şekilde görülebilir. Karva’yı kurduğumda, içerideki üretim yapılırken her makinenin, her hattın en ince detayına kadar bilgisine sahip değilsem, aslında o işi bilmiyorum demektir. Bu nedenle işin operatörlüğünden başladım. Yüksek lisans eğitimimle işin teorik bilgisini aldım; özel sektörde yönetici olarak çalışırken ise bizzat hat kullandım. Bildiğiniz işi yapmak için çaba göstermek gerekir. Bu çaba, zamanınızdan ve keyfinizden taviz vermeyi gerektirir. Yaptığınız işi en iyi şekilde bilmenin tek yolu çok çalışmaktır. Üstelik bunu severek yapmanız gerekir; sevmiyorsanız başarı mümkün değildir.

“İKİ KIZIM VAR, BİR DE ÜÇÜNCÜ PARÇAM GALATASARAY”

Bayram Karaman’ın hayatında iş kadar tutku da önemli: Galatasaray. 1905 Galatasaray Sanayici, Yönetici ve İş Adamları Derneği üyesi olan Karaman, kulüp ile sürekli iletişim halinde, sponsorluklar ve sosyal aktivitelerle bu bağı güçlendiriyor. “İki kızım var, bir de üçüncü parçam Galatasaray” sözleri, onun iş ve özel hayatındaki dengeyi ve tutkularını özetliyor.

-Ben Galatasaraylıyım; 1905 Galatasaray Sanayici, Yönetici ve İş Adamları Derneği üyesiyim. Galatasaray, benim çocukluk aşkım ve hayatımda çok özel bir yere sahip. Şu anda fiziksel olarak da kulüple iç içeyim; Ali Sami Yen Stadı’nda her maça gidiyoruz ve orada bize ait bir yerimiz de var. Hayatta insanların çeşitli aktiviteleri olmalı; müzik, spor veya başka hobiler… Spor insanın hayatında olmalı ama bunu “holiganizm” kavramının ötesinde, fair-play ve dostluk çerçevesinde yapmak gerekiyor. Farklı kulüplerden, Beşiktaş, Fenerbahçe, Trabzonspor’dan çok dostlarım ve yönetici arkadaşlarım var; onlarla da sürekli istişare halindeyim. Futbol benim sevdam oldu, spor da yapıyorum; özellikle yüzme ile ilgileniyorum. Galatasaray ise her zaman benim için çok özel bir konumda. Kulüple sürekli iletişim halindeyim; zaman zaman sponsorluklarımız da oluyor. Hagi’nin forması gibi özel hatıralarımız, Sayın Dursun Başkan’ın bize verdiği plaketler ve 1905 Galatasaray Sanayici ve Yönetici ve İş Adamları Derneği’nin takdirleri, bu bağı güçlendiriyor.

Galatasaray benim hayatımın bir parçası ve bunu çok net söyleyebilirim: İki kızım var, onlarla gurur duyuyorum ve onları çok seviyorum. Buna ilaveten, üçüncü parçam Galatasaray’dır.

Bayram Karaman’ın hayatında aile, en değerli yapı taşı. Babasını küçük yaşta kaybetmesine rağmen annesinin fedakârlığıyla eğitim hayatını sürdüren Karaman, bugün kızının doktor olmasından gurur duyuyor.

-Bazı şeyleri anlatırken pas geçebiliyoruz. Allah rahmet eylesin; ben babamı çok küçük yaşta kaybettim. 1986 yılında, 9 yaşındaydım. Annem, abim ve ablamla birlikte üç çocuk kaldık. Annem bir köylü kadınıydı ve o dönemde gösterdiği fedakarlıkları asla unutamam. Bizi taşradan, köyden alıp devlet yurduna vererek okutması, hayatımıza yön veren en önemli etkenlerden biriydi. Annemi 2012 yılında kaybettim; Allah rahmet eylesin. Hayatımıza dokunan birçok kişi oldu; bazılarını kaybettik, bazıları hâlâ hayatta. Ölenlere rahmet, kalanlara sağlıklı ve uzun ömürler diliyorum.

Ailemle ilgili olarak şunu da belirtmek isterim: Kızım şu anda doktor ve diğer kızım 11 yaşında. Aile yaşantısı ve aile kimliği, çocuğa direkt olarak bir ayna gibi yansır. Ben 18 yaşına kadar kızımın eğitiminde aktif rol aldım; çünkü okul, hayatın temel taşlarından biridir. Ancak 18 yaşından sonra ona hiçbir şeyi dikte etmeye çalışmadım; verdiğiniz neyse, onu verdiniz. Aile, bence bir binanın temeli gibidir ve ben aileme minnettarım.

GENÇLERE YATIRIM: GELECEĞE KATKI

Samimiyet, çalışkanlık ve dürüstlük… Bayram Karaman’ın iş ve hayat felsefesini özetleyen üç temel değer. Karva’da gençlere burslar sağlamak ve sosyal projelerde yer almak, onun toplumsal sorumluluk anlayışının en somut göstergesi.

-Hayat felsefem çok net: Ben samimi bir insanım ve çalışkanlıktan, dürüstlükten asla ayrılmamak gerektiğine inanıyorum. Bu iki değer var olduğu sürece, başarının gelmeme ihtimali yoktur. Bunun yanı sıra Karva’nın sosyal sorumluluk projeleri de hayatımızın önemli bir parçasıdır. Karva, birçok öğrenciye burs sağlıyor ve çeşitli sosyal projelerde yer alıyor. Sayın Valimiz ve Belediye Başkanımız da bu çalışmaları yakından biliyor. Paylaşmak gerekiyor; ben de burslarla okudum. Bu nedenle toplumsal olarak eğitime ve gençlere yatırım yapmak, geleceğimizi şekillendirecek en önemli adımlardan biridir. Gençlere yatırım yapmak, onları desteklemek ve fırsatlar sunmak, bizler için hem bir sorumluluk hem de bir görevdir.

Hunat TV - Bizi Sosyal Medyada Takip Edin!

Bakmadan Geçme