Bir gurbetçi hikayesi: İbrahim Arık

Kayseri'nin Sarız ilçesinde başlayan çocukluk, İngiltere'nin sokaklarında İngilizce öğrenerek şekillendi. 16 yaşında ticaretin içine adım atan İbrahim Arık, genç yaşta hem okul hem iş dünyasının zorluklarını aynı anda deneyimledi. 21 yaşında ekonomik krizle karşılaşan Arık, 22 yaşında tüm varlıklarını satarak borçlarını kapattığı temiz bir iflasla hayata yeniden başladı. İşte, genç yaşta düşüp tekrar kalkmayı öğrenen bir girişimcinin hikâyesi…

-Ben İbrahim Arık, Grup Avenir Türkiye’nin Türkiye kurucusu ve yönetim kurulu üyesiyim. 1985’te Kayseri Sarız’da doğdum, 8 yaşında babam ailemle birlikte bizi İngiltere’ye götürdü. Dil bilmeden başladığım okulda kısa sürede İngilizce öğrendim. 16 yaşında ailece market, ardından restoran ve çeşitli işler kurduk. 16 yaşına geldiğimde aile olarak market açmaya karar verdik, ardından restoran ve diğer işler derken ticari hayata hızlıca adapte olduk. Gençliğin verdiği hırsla gece gündüz çalıştık. Okula devam ettim, üniversiteyi 18 yaşında kazandım ve eğitimle ticaret hayatımı birlikte yürüttüm. Üniversiteye 18 yaşında girip eğitimle ticareti birlikte yürüttüm. 21 yaşında Londra Üniversitesi Ekonomi-Finans bölümünden mezun olup evlendim. Ancak ekonomik kriz ve dengesiz borçlanma nedeniyle 22 yaşında ticari iflas yaşadık. Tüm varlıklarımızı satarak borçlarımızı kapattık, işsizlik maaşıyla geçindim. Bu dönemde sosyal ve maddi anlamda birçok fedakârlık yapmak zorunda kaldım.

Geçmişin iflas dersleriyle yoğrulmuş bu yolculuk; İbrahim Arık’ı emlak, finans ve inşaatta yeni bir hikâyeye, memleketine yatırım yapma serüvenine sürüklemiş…

-Üniversite ve genç yaşta edindiğim iş tecrübeleri sayesinde büyük bir şirkete binlerce adayın arasından seçilerek yönetici olarak kabul edildim. Altı aylık eğitimden sonra, 23 yaşında gıda ve elektroniği bir arada barındıran 600 çalışanlı, 24 saat açık bir alışveriş merkezinin başına atandım. Bu kritik deneyim, hayatımın dönüm noktalarından biri oldu.

İlk seferde cesaretimi toparlayamasam da üçüncü denememde şubeyi devraldım. Dört yıl boyunca kurumsallık, insan yönetimi, finansal tablolar ve vizyon oluşturma konularında değerli deneyimler edindim. Önceki ticari tecrübemizle yaşadığımız iflasın değerini daha iyi anladım; bence başarıya giden en önemli adım, böyle tecrübelerden geçmektir. Elde ettiğimiz kazanç ve sermaye akışıyla emlak, finans ve inşaat alanlarında küçük teşebbüslerle ticarete yeniden başladık.

2012’de, 28-29 yaşındayken Türkiye’ye yatırım yapma kararı aldık. Memleket sevgisi ve babamızın gurbetçi hikâyesiyle Kayseri’de gayrimenkul ve inşaat alanında iş geliştirmeye başladım. Fizibilite çalışmalarında, başarı için dürüstlük, hak-hukuk ve disiplinin şart olduğunu gördük. Kayseri’de yaptığımız fizibilite ve saha çalışmalarında gördük ki, gayrimenkul ve inşaat sektöründe başarı için en temel unsur dürüstlük, hak-hukuk ve disiplinli çalışmaydı. Londra’da edindiğimiz tecrübeler ve ileri vizyonumuzla, Türkiye’de de başarılı olabileceğimize inandık.

Memlekete yeniden “merhaba”

Gurbet ve memleket arasında geçen bir yolculuk… İbrahim Arık, çocuk yaşta ayrıldığı Kayseri’ye yıllar sonra yalnızca dönmemiş; babasının yarım bıraktığı hayali tamamlamış. 2018’de hayata geçen “Bir gurbetçi hikâyesi” projesi, memlekete yeniden bir “Merhaba” olmuş…

-2013’te Türkiye’ye döndük, ilk yılları memleketi tanıma ve gayrimenkul sektörünü öğrenmeye ayırdık. Fransa’daki ortağımız Derviş Teber ile yatırım planladık, ancak 2015 darbe girişimi ve ekonomik krizler nedeniyle projeler ertelendi. 2018’de Kayseri’de ilk inşaat projemize başladık: 5 blokluk büyük bir site. Kriz döneminde fark yaratmak için kalite ve disiplinle çalıştık ve sektörde ayrıştık. Projemizin teması “bir gurbetçi hikayesi” idi… Filmimizde, babasının yapamadığını çocukların yaptığı ve Türkiye’ye dönerek yatırım yaptığı bir gurbetçi hikâyesini anlattık.

Bu hikâye hem Avrupa’daki gurbetçiler hem Türkiye içindeki memleketten ayrılmış kişiler için duygusal bir bağ oluşturdu. Biz de babalarımızın yapamadığını gerçekleştirip memleketimize yatırım yapmaya başladık.

“Geleceği Kayseri’de inşa edelim” 

Avenir… Onlar, geleceği Kayseri’de inşa etme hayaliyle yola çıktı. Avrupa’da yoğrulan yılların emeğini memleket toprağına kattı; krizlere inat, umudu yitiren gurbetçilere ışık oldu. Bu dönüş, sadece bir yatırım değil; sevdanın ve inancın tuğla tuğla yükselen hikâyesiydi.

-Avenir, Fransızca “gelecek” demek. Biz de “Geleceği Kayseri’de inşa edelim” diyerek yola çıktık. Fransa’daki 22 yıllık ve Londra’daki 12-13 yıllık tecrübemizi Kayseri’de birleştirerek 2018’de “Fransa’dan sonra Türkiye” sloganıyla inşaat sektörüne girdik.

Tüm krizlere rağmen Avrupa’dan sermaye akışı sağlayarak üretime devam ettik, gurbetçileri ülkeye yatırım yapmaya teşvik ettik. Küsen, umudu kırılan birçok gurbetçiye örnek ve umut olmaya çalıştık. Biz ülkemizi seviyoruz, güveniyoruz. Avrupa’dan memlekete dönme sebebimiz de buydu: Ülkemize bir katkı sunmak, damlaya damlaya göl olacağına inanmak.


Avenir, Avrupa’dan getirdiği disiplin ve tecrübeyi Kayseri’nin taşına toprağına işleyerek, her yıl farklı bir tema, özgün bir tasarım inşa etti. Onlar için inşaat, yalnızca bina dikmek değil; yeniliği, estetiği ve vizyonu tuğla tuğla yükseltmekti.

-Avenir olarak hedefimiz, Türkiye markası olmak ve farklı illerde sayısız projeye imza atmaktır. İlk projeden bugüne kadar 22 projede her yıl yeni bir tema ve tasarım geliştirdik; hiçbir projeyi kopyala-yapıştır yapmadık. Avrupa’dan getirdiğimiz iş disiplini, mimari ve teknik tecrübe sayesinde Kayseri’de fark yarattık. Her projeyi yeni bir başlangıç olarak gördük, teslim ettiğimiz her işte “Bunun üstüne nasıl çıkarız?” diye düşündük. Uzun yıllar gelişmiş sistemlerde edindiğimiz deneyim, Türkiye’de yenilik yapmayı kolaylaştırdı. Kayseri’de inşaat sektörü hâlâ gelişime açık. Biz kurumsallığı ne fazla ne eksik, dengeli bir seviyede uygulayarak sektörde ilerlemeye devam ediyoruz.

Avrupa’nın disiplinli sokaklarından memleketin sabah ezanına…


Yabancı dilin hâkim olduğu bir hayatın ardından, kendi kültürünün tanıdık dokusunda yeniden doğmak… İbrahim Arık için bu dönüş, sadece ülke veya şehir değişikliği değil; özgürlüğün, huzurun ve aidiyetin en saf hâli olmuş.

-İş ciddiyeti, disiplin, saygı ve sabır olmazsa olmaz. Ancak toplum olarak biraz sabırsızız; hemen sonuç istiyoruz. Bu eksikliği disiplinle desteklediğimizde işler çok daha başarılı ilerliyor. Türkiye’ye ilk geldiğimde en zorlandığım şey, yabancı dil ağırlıklı yaşamımdan dolayı Türkçeyi tam kullanamamaktı. Ayrıca Avrupa ile ülkemiz arasında ciddi kültür ve disiplin farkı var. Gelişmiş bir ülkeden gelip burada çalışmaya başlayınca bu farklılıklar daha net hissediliyor. Buna rağmen memlekette yaşamanın keyfi bambaşka. Sabah ezan sesiyle uyanmak, herkesin Türkçe konuşması, kendi kültüründe olmak tarifsiz bir mutluluk. Avrupa’da kültür çatışmaları yaşanırken, burada özgürlük ve huzur daha fazla. Ben hep söylüyorum: Gerçek demokrasi ve insan hakları bu ülkede var. Avrupa kendini iyi pazarlıyor ama biz onlardan daha iyiyiz. Özgürüz, baskı yok; herkes işini yapıyor, yaşıyor, eğleniyor. İşte gerçek özgürlük bu.

İbrahim Arık, Türkiye’nin eşsiz değerini bilenlerden olmuş. Genç yaşta iş dünyasına adım atıp Avrupa tecrübesiyle dönen Arık, genç girişimcilere hem ilham veriyor hem de değişimin hızla şekillendiği çağda yol gösteriyor.

-Tabii ki ülkemizde zor yanlar da var. Ekonomide istikrar sorunu, geçim sıkıntısı yaşayanların sayısını artırıyor. Birçok insanın aklında “Nasıl olacak, ne olacak?” soruları var. Ama unutmamak gerekir ki hayat her yerde zor; hiçbir ülke kusursuz değil. Fakat Türkiye’nin kıymetini bildiğinizde, buranın değeri bambaşka.  Genç girişimciler şunu unutmamalı: Çağımızda iş yapmak aslında eskisine göre daha zor. Teknoloji, yapay zeka, sosyal medyanın gücü… Tüm bunlar işleri kolaylaştırıyor gibi görünse de, beklentileri ve rekabeti artırıyor. Yeni nesiller çok daha donanımlı geliyor; alfa kuşağı daha çocuk yaşta teknolojiye hâkim. Bu nedenle değişimi yakından takip etmek şart.

Avrupa’yla kıyasladığımda, Türkiye çok hızlı gelişen bir ülke ve her sektörde fırsatlar var. Avrupa ise doygun; rekabet daha sert. Gençlerin uzun vadeli Avrupa hayallerinden vazgeçip memlekete odaklanmaları gerektiğini düşünüyorum. Elbette kısa vadeli planlar, dil öğrenmek, tecrübe kazanmak için Avrupa mantıklı olabilir. Ama kalıcı bir gelecek için Türkiye çok daha avantajlı. Avrupa’da sistem gelişmiş ama bu bazen özgürlükleri kısıtlıyor. Londra’da yaşarken hep şunu hissederdim: İnsan kendini sistemin bir dişlisi gibi görüyor. Özgürlük var gibi ama o düzen seni hep geri içine çekiyor. Oysa oradaki iş disiplini ve vizyonu alıp Türkiye’ye uyguladığınızda çok büyük fark yaratabiliyorsunuz.

“Annemin duası hep yanımızda”

Başarı yolculuğunda en güçlü rehber bazen iş planları değil, bir annenin duasıdır. İbrahim Arık, memleketine yatırım yaparken, annesinin desteği ve duasıyla hayallerini gerçeğe dönüştürmüş...

-Gençlerin çağı doğru okumaları, ihtiyaçları iyi analiz etmeleri gerekiyor. Bu süreçte aile desteği çok önemli. Babam geçen yıl vefat etti, Allah rahmet eylesin. Annem hayatta ve duası hep yanımızda. Babamın gururu ise tarif edilemezdi. Türkiye’ye dönüp onun memleketine yatırım yaptık, projelerimizi gezdirdik… Gözlerindeki mutluluğu görmek, bizim için en büyük ödüldü. Onun yapamadığını yapıp ailemizi bir araya getirebilmek, hayatımızın en değerli başarısı oldu.

İbrahim Arık’ın gençlere mesajı net: pes etme, dürüst ol ve her adımı özenle at!

-Toplumda konuşmak kolay ama uygulamak önemli. Konuştuğunu yapmak, samimi olmak, aileye sahip çıkmak çok kıymetli. Anne-baba duası laf olsun diye söylenmez; onların desteği hayatı değiştirir. Gençler pes etmemeyi öğrenmeli. Hayat kolay değil, her zorluk bir hayır barındırır. Dürüst olmak, iyi insan olmak sabır, saygı ve fedakârlık ister. Başarı bir günde gelmez; sabırlı olmak, adım adım ilerlemek ve sağlam plan yapmak gerekir. Türkiye’de her sektörde büyük fırsatlar var. Batı’yı örnek alıyoruz ama onlardan daha iyi olabiliriz. Gençler geleceği doğru okumalı. Danışmanlık almak değerlidir, plansız işe girmek risklidir. Olumsuzluklarda pes etmesinler, idealist ve pozitif kalsınlar. Makul riskler alsınlar ve en önemlisi dürüst olsunlar.

 

 

Hunat TV - Bizi Sosyal Medyada Takip Edin!

Bakmadan Geçme