Çıtalardan kıtalara uzanan bir yolculuk…

Makara çıtası çakarak başladığı yolculuğunu, azmin ve alın terinin rehberliğinde küresel bir başarı hikâyesine dönüştüren Fatih Erkan bugün üç kıtada, 46 ülkeye ihracat yapan bir markanın kurucusu ve yönetim kurulu başkanı olarak, emeğin ve kararlılığın insana neler kazandırabileceğinin yaşayan bir örneği haline geldi. Genç yaşta yaz tatillerinde çalışarak girişimciliğin ilk adımlarını atan Erkan, babasından ve dedesinden miras aldığı girişimcilik ruhunu, kendi vizyonuyla harmanladı. Bugün, üretimden ihracata uzanan güçlü bir ekosistemin öncüsü olarak, emeğini ve birikimini yalnızca işine değil Kayseri'ye, Hacılar'a ve yeni nesil girişimcilere de ilham olacak şekilde armağan ediyor.

- Ben Fatih Erkan, 1976 yılında Kayseri Hacılar’da doğdum. Gençlik yıllarımda Hacılar’daki sanayileşme sürecine yaz tatillerinde ayakkabı boyacılığı, karpuz indirme ve mobilya tezgâhtarlığı yaparak dâhil oldum. Babam Hacılar Belediyesi’nde otobüs şoförüydü; girişimcilik ruhu ise dedem Asım Erkan’dan geldi. Dedem 1950’de Hacılar’a ilk arabayı getirip taşımacılık yapmıştı ve bu ruh dolaylı olarak bize aktarıldı. Eğitimime Hacılar’da ilkokul, Kayseri Kadı Burhanettin Ortaokulu ve Kayseri Lisesi’nde devam ettim. Üniversiteyi kazanmıştım, fakat o dönemde içinde bulunduğumuz ekonomik şartlar nedeniyle eğitimime devam edemedim.  Aileme destek olabilmek için çalışma hayatına yöneldim. Buna rağmen, çocuk yaşlarımdan beri içimde, ticaret ve girişimciliğe karşı büyük bir ilgim vardı.

Üretim ve sanayiciliğe adım atmak bana büyük mutluluk verdi. Kazandığımızı yatırıma dönüştürerek büyümeye devam ediyoruz. Hacılar’daki iş insanları ve bize bu fırsatları sunan herkese teşekkür ediyorum; onların öncülüğü olmasaydı bugünlere gelmemiz mümkün olmazdı.

Türkiye’nin ilk Telekom kablosu HES Kablo’da üretiliyor, genç Fatih Erkan ise yevmiyeci olarak fabrikanın kapısından içeri adım atıyor. Bu ilk iş deneyimi, sadece bir başlangıç değil; üretimi, emeği ve disiplinli çalışmayı öğrenmenin yolu oluyor. 1993–1995 arasında Malezya’da kazandığı yurtdışı deneyimiyle dünyaya bakışı değişen Erkan, uluslararası başarının mimarı olarak genç girişimcilere ilham veriyor.

- HES Kablo kurulduğunda Türkiye’de ilk Telekom haberleşme kablosu üretimi başladı ve bu kabloların sarımında üstünde koruma çıtaları bulunan makaralar kullanılıyordu. 1986-1987 yazlarında, okul tatillerinde HES Kablo gençlere yevmiyeci olarak fırsatlar sundu ve biz de fabrika hayatını gözlemleme imkânı bulduk. 1990’a kadar birçok bölümde görev yaptım.

Liseyi bitirdikten sonra, 1991’de Türkiye’de fiber optik kablonun doğduğu Kayseri HES Fiber’de çalışmaya başladım. Aynı yıl Hacılar ilçe oldu ve HES Fiber’in açılışına dönemin Cumhurbaşkanı Turgut Özal katıldı. 1991–1997 arasında farklı görevlerde bulundum; 1993–1995’te Malezya’da Telekom altyapı projelerinde çalışarak yurtdışı deneyimi kazandım. Bu deneyim, dünyaya bakış açımı tamamen değiştirdi. Gençlerin de 15–20 yaş arasında yurt dışı deneyimi edinmesinin çok önemli olduğunu düşünüyorum.

“Hayal edin, çalışın ve asla pes etmeyin”

Fatih Erkan’ın 1998’de küçük bir atölyede başlayan yolculuğu, bugün 14 bin metrekarelik tesiste Türkiye ve Avrupa’ya hizmet veren bir başarıya dönüşürken mesajı ise net: “Hayal edin, çalışın ve asla pes etmeyin.”

-1998’de girişimci ruhumla kendi işimi kurdum. Erat Kablo (o dönemde Erat Telekom) ile fiber optik kablo alt montajına başladık. 2005’te Türkiye’de Telekom lisanslarının çeşitlenmesiyle montaj işlerinin geleceğini öngöremeyince üretime yöneldim. O dönem yarım yamalak İngilizce ve cebimde yalnızca 1000 dolar ile bir ay boyunca Çin’in Shenzhen şehrinde çalışıp fiber optik ara bağlantı kabloları ürettim. Türkiye’ye dönerek ilk yatırımımızı yaptık ve basit fiber optik kabloların üretimine başladık.

2005’te 25 metrekarelik küçük bir alanda başladığımız üretim, bugün 14 bin metrekarelik tesisimizde, 9 bin metrekare kapalı alanda devam ediyor. Fiber optik kablo, data kablo ve aksesuar üretiminde, Türkiye ve Avrupa’da kendi tesisleriyle üretim yapan nadir firmalardan biri olduk. Bu hikâyem, hayal ettiğiniz her şeyi başarabileceğinizi gösteriyor. 1991’de maaşlı başladığım bir firmada, bugün aynı sektörde kendi şirketimin sahibiyim. Başarmanın yolu hayal kurmak, fedakârlıkla çalışmak, vazgeçmemek ve mücadele etmektir. Bu, genç nesile iletmek istediğim en önemli mesajdır.

Girişimci ruh, sadece iş yapmak değil; her adımda mutluluk ve gurur verir. Fatih Erkan için ise sıfırdan başlayıp kendi hayat hikâyesini yazmak, en büyük gurur kaynağı olurken gençlere ise kendi yollarını çizmelerini, araştırmalarını ve öğrenmelerini söylüyor. Erkan, başarının azim ve emekle geleceğine inanıyor. 

- Girişimci ruhuyla üretime başladığınızda, yaptığınız her şey size ayrı bir mutluluk verir. Kayseri Organize Sanayi’deki duayen sanayici abilerimiz de bunu gösteriyor; yatırımları ve firmalarını büyütmedeki başarılarının ardında tamamen istihdam ve ülkeye katma değer yaratma çabası yatıyor. “Bir kişi daha fazla çalıştırabilir miyim? Yeni yatırım yapabilir miyim? Ülkemize değer katabilir miyim?” soruları sizi motive ediyor ve büyük bir mutluluk veriyor. Kendi özelimde ise sıfırdan başlayıp bir noktaya gelmenin verdiği gurur çok farklı. Ben birinci kuşak girişimciyim; babam erken vefat etti ve bize miras kalmadı. Sıfırdan başlayarak kendi yapımızı kurduk. Bu nedenle kendi hayat hikâyenizi yazmanın önemini çok iyi biliyorum.

İkinci ve üçüncü kuşak gençlere de şunu söylüyorum: Evet, birilerinin hikâyesinde oyuncu olarak başlayabilirsiniz; ama mutlaka kendi hayat hikâyenizi yazmalısınız. Bunun yolu çalışmak, araştırmak ve öğrenmekten geçiyor. Peygamber Efendimiz’in “İlim Çin’de de olsa gidin” hadisi şerifi gibi, bilimi ve teknolojiyi öğrenip çalışmayla birleştirdiğinizde herkes başarılı olabilir.

Aile şirketlerini başarıya taşıyan 3 kural: saygı, sevgi, sorumluluk

Aile şirketi olmanın inceliklerini ve uzun ömürlü olmanın sırlarını kendi deneyimleriyle yorumlayan Fatih Erkan, “Aile Şirketlerinde İnovasyon” adlı kitabıyla bu bilgeliğini paylaşmaya hazırlanıyor.  Kurumsallığın klişelerinden uzak, Türk fıtratına uygun inovasyon anlayışını anlatan Erkan, sevgi ve saygı temelinde sorumluluk bilinciyle sergilenen yaklaşımın aile şirketlerini başarıyla geleceğe taşımanın sırrı olduğunu söylüyor. 

- Biz de bir aile şirketiyiz. Hatta bununla ilgili kitap yazıyorum. Yakında yayımlanacak “Aile Şirketlerinde İnovasyon” adlı bir kitap üzerinde çalıştım. Kurumsallıkla ilgili pek çok kitap yazıldı, fakat Türk fıtratına tam uymuyor; bizim inovasyon anlayışımız ise gelişim ve değişime ayak uydurabilmek üzerine kurulu.

Aile şirketimizde, uzun yıllar devam etmesi için belli bir sistem kurduk ve bunu sürdürmeye çalışıyoruz. Japonya’da 250 yıllık aile şirketleri var; Türkiye’de ise uzun geçmişe sahip şirketler çok az. Hatta bazı büyük şirketler ikinci kuşakta dağıldı. Benden sonraki kuşaklara tavsiyem: Aile içi iletişimi, gelenek ve görenekten kopmadan, sevgi ve saygı temelinde sürdürün; birlik ve beraberlik içinde paylaşmayı öğrenin. Sorumluluk bilinciyle hareket edin ve kan bağının verdiği maneviyatı koruyun. Bunu sağlarsanız, başarısız bir aile şirketi olacağına inanmıyorum.

Kayseri’ye dair içim yanıyor…

Kayseri sanayisi çalışkan ve üretken, ama hak ettiği ekonomik ve kültürel seviyeye ulaşamadı. Fatih Erkan’a göre çözüm, AR-GE ve katma değerli üretime yatırım yapmak; çünkü kârlılık olmayan yerde sürdürülebilir başarı mümkün değil.

-Kayseri’ye dair içim yanıyor. Sanayicimiz çok çalışkan; birçok duayen ağabeyimiz Anadolu tabiriyle kuru soğandan cücük çıkararak bugünlere geldiler, kâh evlerine çeyrek ekmek götürdüler, kâh aç yattılar. Ama yatırım yaparak, istihdam sağlayarak ve katma değerli ürünler üreterek bugüne ulaştılar. Buna rağmen Kayseri sanayisi hak ettiği ekonomik, sosyal ve kültürel seviyeye ulaşamadı. Son 10 yılda ulusal veya uluslararası ölçekte yalnızca 3-4 marka çıkarabildik. Şirketlerimizin AR-GE ve ÜR-GE faaliyetlerini geliştirip ürün değerini artıracak yapısal yatırımlara yönelmesi gerekiyor. Yatırımların önündeki en büyük engel kârsızlık. Örneğin 2024 verilerine göre Kayseri OSB 3,75 milyar dolar, Konya OSB 3,6 milyar dolar ihracat yaptı; ama kârlılık Kayseri’de yüzde 4-5, Konya’da yüzde 15-20. Yani kâr olmayan yerde yatırım olmaz.

Kayseri sanayisi maliyet odaklı çalışıyor; çok ciddi rekabet nedeniyle kâr marjı düşük ve farklılaşma stratejisine geçilemiyor. Oysa düşük üretimle yüksek kâr ve inovasyon mümkün. OSB’deki üreticilerimizin endüstriyel katma değerli ve know-how odaklı üretime hızla geçmesi, kârlılık ve sürdürülebilirlik için şart.

Şirketin adı, disiplin ve çalışkanlığı simgeliyor

1997’de HES Kablo ve HES Fiber’de saha montaj sorumlusu olarak çalışırken, girişimcilik ruhu Fatih Erkan’ı kendi yolunu çizmeye yöneltti. O dönem maaşı iyi olmasına rağmen riskin peşinden gitti ve Erat Kablo’yu kurdu. Şirketin adı, disiplin ve çalışkanlığı simgeleyen bir sembol olurken hayallerle dolu bir serüven başladı.

-1997 yılında HES Kablo ve HES Fiber’de saha montaj sorumlusu olarak çalışıyordum. O dönem Türk Telekom’un Türkiye genelindeki altyapı işlerinde görev alıyordum. Saha sorumlusu olarak çeşitli ilçelerde montaj işleri yürüttüm. 1997’de HES Sibel’den ayrılıp kendi işimi kurmaya karar verdiğimde, maaşım bugünün asker ücret skalasıyla üç katıydı. Lise mezunu olmama rağmen oldukça iyi bir gelir elde ediyordum. Bu nedenle başta ailem ve çevrem, 3-4 ay boyunca girişimcilik kararımı desteklemedi; kaygıları doğal olarak riskten kaynaklanıyordu.

Ancak ben girişimci ruhumun peşinden gitmek istedim ve gerekli adımları attım. Rabbime şükür, bugün Erat Kablo’yu kurmuş bulunuyoruz. Erat ismi, ilk ortağımız Hacılar’dan akrabamızın soyadı Ateş’in “AT” kısmından geliyor. Biz de bunu kendi soyadımız Erkan ile birleştirip “Erat” olarak adlandırdık. Ayrıca Türkçe karşılığı asker anlamına geldiği için, işimizi disiplinli ve çalışkan bir anlayışla yürütme hedefimizi simgeliyor. Bu şekilde yola çıktık ve bugünlere geldik.

Çocukluğundan itibaren kitaplara ilgi duyan Fatih Erkan, liderlerin hikâyelerini okuyarak motivasyonunu keşfetti. Genç yaşta benimsediği felsefe ise basitti: “İbadet sadece Yaradan için değil, topluma faydalı birey olabilmek içindir.” Sanayinin yeni filizlendiği dönemde duayen sanayicileri görmek, ona “Biz niye yapamayalım?” sorusunu sordurdu ve girişimcilik yolculuğuna ilham verdi.

- Çocukluğumdan beri okumaya büyük ilgim vardı. Ortaokul ve lise yıllarında, özellikle Kadı Burhaneddin Ortaokulu’nda başarılı bir öğrenciydim. Kütüphanede liderlerin ve başarılı insanların hikâyelerini okudukça, bu büyüleyici dünyaya kapıldım; motivasyonum okumayla başladı. Gençliğimde benimsediğim felsefe şuydu: İbadet yalnızca Yaradan için değil, insanın kendisi için de bir ihtiyaçtır; asıl amaç, toplum ve vatana faydalı bir birey olabilmektir. Bu yaklaşım, sürekli “Ne yapabilirim?” sorusunu sormama ve moralimi yüksek tutmama yol açtı.

Bugün hâlâ o ilk heyecanı hissediyorum. Aile şirketimizde her yönetim kurulu toplantısında şunu vurguluyorum: Yatırımı bıraktığınız gün beni kaybedersiniz. Çünkü yatırım bana haz, motivasyon ve mutluluk veriyor hem ülkeye katma değer sağlıyor hem de ek istihdam yaratıyor. Gençliğimde, sanayinin yeni gelişmekte olduğu dönemde, özellikle mobilya sektöründeki duayen sanayicilerimizi görmek büyük bir moral kaynağıydı. Onların üretimle beraber sosyal statülerinin hızlı değişimi bize “Biz niye yapamayalım?” sorusunu sordurdu ve sürece katılmamız için güçlü bir motivasyon oluşturdu.

“Güçlü bir sanayi şehri olmanın yolu, birlik ve beraberlikten geçiyor”

Kayseri sanayisinin güçlü isimlerinden Fatih Erkan, sözlerini hem inançla hem de sorumluluk bilinciyle noktalıyor. Erkan’a göre Kayseri’nin daha güçlü bir sanayi şehri olmasının yolu, birlik ve beraberlikten geçiyor. Peygamber Efendimiz’in “Müslümanlar kardeştir; aranıza ayrılık sokmayın” hadisini anımsatarak, dayanışmanın altını çiziyor.

-Ben bir Kayserili sanayici olarak şunu ifade etmek istiyorum: Bu topraklarda, karşılığını kan ve canla ödeyerek mücadele etmiş, şehit olmuş ve yaşayan gazilerimiz var. Onlara Allah’tan rahmet diliyorum ve borcumuz olduğunu düşünüyorum. Bugün bu vatanın geldiği noktada, kanlarıyla bedel ödeyenlere borcumuz her zaman var.

Bu nedenle çalışmak, üretmek ve ülkemiz için yapılacak her şeyin içinde hem şahsım hem de dernek olarak olacağımızı belirtmek isterim. Kayseri’nin hem ülke hem de dünya ölçeğinde üretimi ve ürünleriyle yer alabilmesi için birlik ve beraberlik içinde olmamız gerekiyor. Peygamber Efendimiz’in de buyurduğu gibi: “Ey Müslümanlar, kardeşsiniz, birlikten ve beraberlikten diyaloğunuzu kesmeyin.”

Kayseri’de gelinen noktayı elbette takdir ediyoruz, fakat bundan sonrası için STK’lar ve duayen sanayicilerimizin birlik ve beraberliğiyle şehrimizi çok daha ileriye taşıyabileceğine inanıyorum. Ben Fatih Erkan olarak, Erat Kablo ve HAGİAD başkanı sıfatımla bu sürecin sonuna kadar arkasında olduğumu ifade etmek isterim.

 

 

 

Hunat TV - Bizi Sosyal Medyada Takip Edin!

Bakmadan Geçme