Genç mühendisin azmi, MTT Makina'yı Dünya'ya duyurdu

Şaban Emre Gürbüz… MTT Makina Firması ile Kayseri'den Türkiye'ye ve Dünya'ya ahşap ve mobilya makinaları üreterek satış yapan isim… Genç yaşında girişimci ruhu ve azmi ile ülkemize katma değer katan Gürbüz, ürettiği ahşap ve mobilya makinaları ile küresel alanda MTT ismini duyurarak gençlere örnek oluyor…

Üniversite eğitimi boyunca sanayide birçok yerde çalışma imkanı bulan ve kendini yetiştirme gayretinde olan genç bir ismin iş hayatına başlama serüveninin yolu azim ve kararlılıktan geçiyor…

  • “Erciyes Üniversitesi’nde Makine Mühendisliği okurken aynı zamanda Kayseri sanayisinde birçok yerde çalışma imkanı buldum. Bu sayede ciddi bir donanıma sahip oldum. Mezun olduktan sonra güzel bir yerde işe başladım fakat bir süre sonra 4 yıllık bir sözleşme imzalamam istendi. Bende imzaladığım takdirde girişime uzak kalmam gerekiyordu bende imzalamadı. Daha sonra kuzenim Harun Öztürk ile küçük bir dükkan tutarak makine imalat işine girerek MTT Makina’yı kurduk. İlk hedefimiz şehrimizde güzel işler yapmak, ismimizi duyuracak makineler imal etmekti. Kayseri’de teknolojik ürünler çıkarma veya yeni bir ürün kazandırma noktasında zorlandığımız dönemler oldu fakat amacımız insanların üretimini daha elverişli hale getiren makinaları üretmekti. Bu doğrultuda ARGE çalışması yaptık ve gerçekten de bu alanda büyüdük. Teknolojiyi sürekli takip ettik. Gençlik ve dinamikliğimizi kullanarak sürekli azimle çalıştık. Ve akabinde de çok şükür güzel yerlere geldiğimizi düşünüyorum. Buradaki en önemli değinmek istediğim nokta bu mücadelede zorluklara karşı azim ve kararlılıkla yılmadan, farkındalıkla yeni, inovatif fikirlere sahip olmamızdır.”

“Yaptığımız ARGE çalışmaları pahada ağır durumlar”

Yeni bir işletme, firma kuran herkesin en zorlandığı konu tabi ki ekonomik koşullar oluyor. Eğer bir başarı istiyorsak bunun da yolu tabi ki ARGE çalışmasından geçiyor. 

  • “Maddi olarak zorlandığımız dönemlerde oldu. Yaptığımız ARGE çalışmaları pahada ağır durumlar. Makina üretmek istiyorsanız 4-5 makina parası harcamanız gerekiyor ki ARGE’sini, üretimini veya satış sonrası desteğini sağlayabilin. Bu sürece dayanmak ve mücadele etmek gerçekten zor. Evet zor dönemlerden geçiyorsunuz ama o zor dönemleri nasıl unutuyorsunuz derseniz o makina çalışıyor, fabrikaya giriyor, o fabrikada o ciddi anlamda verimlilik kazandırıyor ve aynı zamanda da müşterilerinizden çok ciddi takdirler alıyorsunuz. Çevrenizdeki insanlardan gerçekten çok güzel bir buluş yaptın, bu makina bizim üretimimize veyahut da şehrimize, ülkemize çok ciddi kazançlar elde etti dendikten sonra o yorgunluk veyahut da o mücadele tamamen işin tatlı kısmına dönüyor.”

 

Çünkü mühendislik tamamen çözüm işi…

Genç bir mühendis, genç bir firma sahibi olan Şaban Emre Gürbüz, hayata geçirdiği projelerin üzerine gece gündüz çalışarak emek vermiş, “Çünkü mühendislik çözüm işi.” 

Gayreti onu başarıya, başarı onu isminden söz ettirmeye ve kaderini değiştirmeye neden olmuş…

Pes etmek yok! Biliriz ki ‘Kader, gayrete aşıktır…’

Proje aşamasında bir düşünceyi bir fikri, makinayı çizerken ister istemez enerjinizi, tüm düşüncelerinizi ve tüm fikirlerinizi o projeye adamanız gerekiyor. Geceleri çalıştığım çok fazla oldu ve o kadar yoğun çalıştık ki gözlerimiz kanlanacak derecede bilgisayar başından kalkmadığım günler oluyordu. Hatta bu konuda şöyle bir hikayem var; Birgün bir proje ile uğraşıyorum. Makinayı tasarladım, çizdim, imalata başladık. Ekip arkadaşlarımla üretiyorum. Makina belli bir yerde çalışmıyor, tıkandı kaldı çözemiyorum. Bir şekilde o işi bitiremiyorum. Makina verimli olarak çalışmıyor. Artık bedenen olarak da bitmiş durumdayım, eve gidip dinlenmem gerekiyor. Eve gittim duş aldım, dinlenme aşamasına geçtim ve şu yöntemi denemedim, benim gidip denemem gerekiyor deyip hiç uyku uyumadan tekrar iş yerine gidip tek başıma o aklımdaki yöntemi deneyip makinayı çalıştırdığım günler oldu. Ve gerçekten de makina o an o zindelikle çalışmıştı. Ve ben çok mutlu olmuştum. Yani aklınızda eğer bir fikir var da onu uygulamıyorsanız maalesef bizim işte başarılı olamazsınız. Ne zaman, nerede geleceği belli değil. Bir çözüm bulunması gerekiyor. Çünkü mühendislik tamamen çözüm işi…

 

Duygusallık insanoğlunun en büyük zaafıdır... Şaban Emre Gürbüz de ilk makinayı tasarlayıp satışını yaptıktan sonra teslimat aşamasında duygularına hakim olamamış ama biliriz ki iş hayatında duygusallığa da yer yoktur. Sevkiyattaki duygusallık makine tıkır tıkır çalışınca yerini gurura bırakmış. 

İşte genç mühendisin ilk siparişini aldığı zamanda yaşadıkları… 

  • “En çok hüzünlendiğim ve duygu karmaşası yaşadığım makinam ilk makinem oldu ve tasarladığımız bir makine vardı. Sünger kırpık makinası. Bu makinayı Kayseri’deki birçok firmaya sundum fakat 24-25 yaşındaki bir gencin sunumu ister istemez tereddüt yarattı ve ret yedim. Daha sonra gittiğim bir firmada çizimlerimi gösterdim makinayı anlattım çok iddialı bir kapasite söyledim. Onlarda çok tereddütte kalarak inandılar ve ‘Makinayı istiyoruz, biz sana inanıyoruz. Olmayabilir, biz sana destek olmak istiyoruz buradan başlaman için biz de bir vesile olalım’ dediler ve ben oradan o makina siparişini aldım. O zamanların parasıyla o makina şu an Kayseri’de ciddi bir ev parasıydı. Ben o parayı normal bir yerde çalışarak 10-15 yılda alabilirdim. Biz imalata başladık ve makinayı yaptık. Bu sürede verdiğimiz firma süreci soruyordu bize, biz de makinayı bitirdik, boyadık. Cıvatasından boyasına kadar ilgilendiğimiz makina sevkiyat aşamasına geldi. Ve sanki hani bir çocuğunuz olur da belli bir yerden sonra gidecekmiş gibi hissi olur. Bana öyle bir his geldi. Ben o an duygularıma hâkim olmadım ve ağlamaya başladım çünkü o ilk makina bizim için çok kıymetli, çok değerliydi. Tabii makinamızı götürdük, alnımızın akıyla çalıştırdık, vermiş olduğumuz firma bize çok şükranlarını sundu. Güvenlerini boşa çıkarmadığımız için biz çok gururluyduk ve çok güzel bir makina oldu. Ve daha sonra da o makina vesilesiyle ret yediğim firmalara da ben aynı makinayı sattım, onlar da bizden geri o makinaları aldı benim için çok duygusal, çok heyecan verici anlardan bir tanesiydi. 

 

“Bir savaş mücadele etmeden ne kaybedilir ne kazanılır”

Gençlerin hayalleri var, adım atacak cesaretleri yok… İş hayatına atılmak gençler için kaçınılmaz bir son olurken o iş hayatında başarıyı elde etmek, sürdürebilmek veya mücadeleci olmak kolay değildir. Genç Mühendis Şaban Emre Gürbüz, MTT Makina’yı inançla, azim ve kararlılıkla kurduğunu söylüyor. Gürbüz, iş hayatına atılacak gençlere tavsiyelerde bulunurken güzel bir not düşüyor: “Bir savaş mücadele etmeden ne kaybedilir ne kazanılır…”

  • “Genç dönemlerimde bu hayallere ulaşmamanın en büyük sebeplerinin bir tanesi başarı ve azim. Şimdi eğer omurgalı bir yapınız varsa, hayalleriniz, hedefleriniz varsa karşınıza ister istemez hayatta bazı engeller çıkıyor. Bizde zorluklar yaşıyoruz, önümüze taş koyanlar oluyor, karşılaşmamız gereken istenmeyen durumlar oluyor ama hayatın kendisi maalesef bunlarla mücadele etmektir. Bugün hayatımız tamamen dört dörtlük olmuş olsa ben açıkça söyleyeyim hayatın bir anlamı olmaz. Bir başarının tadı kalmaz yani. O yüzden ben inanıyorum ki hayatta her zaman mücadele etmek zorundayız. Çok önemli bir kendime anekdotum var. Bir savaş mücadele etmeden ne kaybedilir ne kazanılır. Biz her zaman bir aksiyonun içerisindeysek mücadele etmek zorundayız. Ve o mücadeleden de elimizden geldiğinin fazlasını yaparak galip gelmek zorundayız. Ben gençlere bunu söylemek istiyorum. Benim yaptığım iş gerçekten çok zor, imkansızı başarmış bir insan değilim. Evet iyi bir üniversite hayatı geçirdim. Farkında olarak üniversitemi bitirdim. Bir yerlerde çalışarak kendime teknik veriler kazandım ve ciddi bir girişim yaparak bu işi kurdum. Ve daha sonrasında da tamamen azim, başarı ve mücadele ile buralara geldik çok şükür. Gençlerin de bunu gerçekten yapmasını talep ediyorum. Çünkü ben bu işin içinde olarak bir genç olarak bizim sektörümüzde, makina sektörüyle veyahut da üretim sektörüyle gerçekten ülkemizde çok büyük bir açık var. Üreten bir genç olmalıyız, üretici olmalıyız. Evet, hayat bize zor şartlar sunabilir ama o zor şartlara kendimizi hazırlayarak tamamen işimize odaklanarak hayatın tadını çıkartmalıyız. Son olarak eklemek istediğim şu tarz durumlarımız var. Şimdi insanlar evet başarılı olmak istiyor başarıyı sürekli hedefliyor. Ama başarılı olmanın altın kurallarından bir tanesi insanın bunu gerçekten istemesi. İnsanın çok güzel hayallerinin olması gerekiyor. Çok ütopik hayallerinin olması gerekiyor. Gerçekte de çok güzel mantıklı hedeflerinin olması gerekiyor. Hayal ve hedef çizgisini belirledikten sonra bu ikisinin arasında başarıyla beraber gerçekten insanların güzel olgular yakalaması gerektiğini düşünüyorum.”

 

İşte MTT Makina sahibi Şaban Emre Gürbüz’ün yolculuğu böyle başlamış, şimdilerde kendisi sadece Kayseri ile sınırlı değil Dünya’da kendini ispatlamış… Yerli üretim ile uygun maliyeti ve yüksek kaliteyi bünyesinde barındırıyor…

Hunat TV - Bizi Sosyal Medyada Takip Edin!

Bakmadan Geçme