Hayal, sabır ve tecrübe: Şehrin gözüne değer katan adam
Kayseri'nin dar sokaklarından, yaz güneşinin altında karpuz tezgâhına kadar uzanan bir çocukluk hikâyesi… Ve o hikâyenin satır aralarında, ustasının yanında şekillenen bir meslek aşkı. 1985 doğumlu Bekir Orçanoğlu, aile dostunun yönlendirmesiyle adım attığı ticaret dünyasında, önce pazarın tozunu yuttu, sonra optik vitrinlerinin berrak camlarına yansıyan hayallerini kurdu. Karpuz yüklediği el arabasından, gözlük camının inceliklerine uzanan bu yolculuk azmin, emeğin ve ustadan çırağa geçen bilginin hikâyesi. Bugün, kendi mağazasında şehrin nabzına uygun hizmet veren Orçanoğlu, 'Sevdiğim işi yapıyorum' derken, aslında bir meslekten çok, bir yaşam biçimini anlatıyor…
-Çocukluğumdan bu yana, babamın arkadaşı vasıtasıyla giriş yaptım. Öncesinde pazarcılık dahi yapmışlığım var. Hatta babamın çok güzel bir anekdotu vardır. Ortaokul yıllarında beni, pazarcı bir abimizin yanında çıraklığa verdi. Orada güneşin altında el arabasıyla karpuz sattık. O zorluğu görünce, beni eczane ve optik alanında yeni bir yere yerleştirdi. Yaz tatillerinde ve hafta sonlarında gittiğim bir yerde mesleği öğrendim. Zorluğunu gördükten sonra burası bize çok daha güzel geldi, giriş çıkış saatleri, pazar tatillileri vardı. Sektöre orada başladık orada sevdim, gözlükçülüğü orada öğrendim. Sevgili ustam Suat abi bize her şeyi öğretti. Keyif aldığım mesleğin, severek yaptığım bir mesleğin içerisindeyim.
“Bismillah” ile başlayan her gün, Bekir Orçanoğlu için sadece bir güne merhaba demek değil; hayatın anlamına dokunan bir teslimiyetin ifadesi. Doğumdan ölüme kadar her şeyin Allah’tan geldiğini bilerek, tevekkül ve inançla yol almak ise bu hayat yolculuğunun en değerli pusulası…
-Çok şey ifade ediyor. Bir kere Allah’ın ismiyle başlıyorsunuz. Her şeyden önce, ona inanmak ve tevekkül benim ilk gayem. Sabah kalktığımda “Bismillah” diyerek yeni bir güne başlamak. Çünkü aslında hepimiz, belki çok hoş olmayacak ama, bir yarış atı gibiyiz başa dönmek için sona koşuyoruz. Bu koşuyu hakkıyla, en güzel şekilde tamamlamak gerekiyor. Bunu tamamlarken de tevekkül içerisinde, Allah’a teslimiyetle ölümün de doğumun da hayatta yaşayacağımız her şeyin ondan geldiğini bilerek hareket etmek lazım.
“Umut da hiçbir zaman kesilmemeli”
Bekir Orçanoğlu, iş hayatındaki yolculuğunu sabır ve temkinle örmüş bir esnaf. Ortaklıktan kendi mağazasına uzanan süreçte, ürün yelpazesini acele etmeden, şehrin ruhuna ve halkın beklentilerine uygun biçimde genişletmiş. Sosyal medyayı ölçülü tanıtımlarla aktif kullanarak, markasını güven ve samimiyetle tanıtmış. “Bu şehrin insanıyız, bu şehre hizmet ediyoruz” diyen Orçanoğlu, inanç ve azimle hedeflerine yürümeye devam ediyor.
- Tabii ki zorluklar oldu. O dönem ortaklığım vardı ve mağazamda ürün çeşitliliği azdı. Bunları bir anda değil, yavaş yavaş artırdık. Şehri ve çevremi tanıyordum, kendi yerim olunca daha temkinli davranmam gerekti. Zamanla sosyal medyayı doğru kullanarak insanlara kendimizi tanıttık ve başarının buradan geldiğine inanıyorum.
Hayal her zaman olmalı. Nasıl “Bismillah” diyorsak, umut da bitmemeli. Dokuz yıl önce büyük hayallerim vardı, hâlâ da var. Hep büyük bir mağazam olsun, insanları mutlu uğurlayabileyim istedim. Daha büyük hayallerim var ve gerçekleşeceğine inanıyorum. Bu şehri ve insanlarımızı seviyoruz, onlara hizmet etmeye Allah’ın izniyle devam edeceğiz.
Bekir Orçanoğlu, büyük hayallerin ve başarıların inançla başladığını söylüyor. Yol boyunca çevresindekilerin şüpheleriyle karşılaşsa da ailesinin ve aile dostlarının maddi ve manevi destekleri onu her zaman bir adım öteye taşımış…
-Tabii ki zaman zaman ayrımlar, zorluklar olmuştur. Zaten büyük düşünceler, büyük başarılar inançla başlıyor. Çevrendeki insanların inanmadığı zamanlar oldu. Bu noktada ailemin annemin, babamın, kardeşimin çok desteği oldu bunu hiçbir zaman esirgeyemem. Aynı zamanda aile dostlarımın da bana olan inançları ve maddi manevi destekleri beni bir üst çıtaya taşıdı. Onların varlığı her zaman benim için çok özel ve değerli olmuştur.
Sektöre öncü bir iz bırakıyor
Bekir Orçanoğlu, sosyal medyayı ustalıkla kullanarak ve mağazasına kattığı yenilikçi dokunuşlarla sektörde öncü bir iz bıraktı. Filtre kahve ve mini barla misafirlerine bir deneyim sunduğu mekân, sadece şehri değil çevre illeri de kendine çekiyor.
- Biz o dönemin nüansını iyi yakaladık. Mağazamı açtığımda Instagram yeni popülerleşiyordu ve biz profesyonel çekimler, ürün tanıtımlarıyla hem butik hem kurumsal alanda öne çıktık. Başarımızın kaynağı da müşterilerimize ve şehrimize doğru hissiyatı aktarabilmemiz oldu. Bizim için en büyük değer, insanların bizim olmadığımız yerde hakkımızda güzel konuşmalarıdır.
Ayrıca şehirde bir ilke imza atarak mağazamızda mini kahve bar bulunduruyoruz. Etkinlikler, kampanyalar düzenliyor, markalarımızın gücüyle şehirde ve çevre illerde tanınıyoruz. Sosyal medya sayesinde şehir dışında da bilinir hale gelmemiz bizim için çok özel.
“İlk hedefimiz, buradan herkesin mutlu ayrılmasıdır”
Bekir Orçanoğlu, mesleğini sadece gözlük satmak olarak değil, moda ve sağlıkla iç içe bir alan olarak görüyor. Onun için maddi kazanç ikinci planda; asıl amaç, herkesin mağazadan mutlu ayrılması. Gözlük, onun gözünde hem en sağlıklı aksesuar hem de insanların yaşam kalitesini artıran bir ihtiyaç...
- Mesleğimi seviyorum; sadece gözlük değil, modayı da önemsiyorum. Moda eğitimi aldım ve doğru kombin, renk uyumu ve gözlüğün yüze yakışmasıyla stilin başladığını düşünüyorum. Bu alanda kendimi sürekli geliştiriyorum, yurt dışı araştırmalarımla firmama katkı sağlıyorum.
Önceliğimiz insanların mağazadan mutlu ayrılmasıdır, maddi kazanç ikinci plandadır. Çünkü gözlük, moda kadar sağlık açısından da önemlidir; optik lens ve güneş gözlüğü doğrudan göz sağlığıyla ilgilidir. İnsanlara manevi destek vermek ve ihtiyaçlarını karşılamak en büyük hedefimizdir, marka değerimiz de buradan geliyor.
“Şehrimle gurur duyuyorum”
Kayseri’nin sokaklarında doğup büyüyen Bekir Orçanoğlu, ekmeğini de yine bu şehrin bereketli topraklarından kazanıyor. Ona göre Kayseri, yalnızca kendi halkına değil, çevre illerden gelen misafirlere de kapılarını açan, ticaretin kolay aktığı bir şehir.
-Şehrimle gurur duyuyorum. Burada doğduk, burada büyüdük, buradan ekmek yiyoruz. Buradaki insanlarla bir aradayız. Şehrimizi seviyoruz. Ülkenin her bir yeri bizim vatanımız, bizim toprağımız. Kayseri bence zor bir şehir değil kolay ticaretin aktığı bir şehir. Sadece Kayseri bazlı düşünmeyelim çevre illerin çoğu da alışveriş için buraya geliyor. Ben bunu kendi sektörümde yaşıyorum. Çünkü orada bulamadıkları markaları burada bulabiliyorlar. Sosyal medyadan keşfediyorlar. Bu anlamda Kayseri gelişmiş durumda. Şu an valimize, Sayın Gökmen Çiçek’e teşekkür etmek istiyorum. Son 2-3 yıldır popülerliğimiz artmış durumda. Güzel bir şehir burada durmaktan ve hizmet vermekten gurur duyuyorum.
“Her gözlüğün bir hikâyesi var…”
Her gözlüğün bir hikâyesi olduğunu vurgulayan Orçanoğlu, önceliğinin maddi kazanç değil, şehre yeni bir değer katmak olduğunu söylüyor. 2026’da hem gözlük hem aksesuar konseptiyle şehre açılacak yeni mağazasıyla bu vizyonu gerçeğe dönüştürmeyi planlıyor.
- Müşteriyi önce doğru analiz edip ne istediğini anlamamız gerekiyor. Ona göre sunum yaparak, aradığı gözlüğe ve doğru bilgiye ulaşmasını sağlıyoruz. Her ürünün bir hikayesi var; değer sadece fiyatla ölçülmez, gözlüğe verilen önem de önemlidir. Biz müşterilerimizin yanında olmaya ve onları mutlu etmeye özen gösteriyoruz.
Bekir Optik elbette büyüyebilir, ancak önceliğimiz şehrimize yeni bir değer katmak. 2026 yılında, sadece gözlük değil, aksesuar ve yeni bir mağaza konseptiyle şehrimizle buluşacağız.
“Başarı anlatılmaz, gösterilmez, sadece yaşanır”
Bekir Orçanoğlu, hayatta başarıyı akıl, nefis ve sezgi üçlüsünü ayırt edebilmekte görüyor; akıl güven verir, nefis yanlış yönlendirebilir, sezgi ise her zaman doğruyu fısıldar. Ona göre başarı anlatılmaz, gösterilmez; yaşanır ve tecrübe ile şekillenir.
-Hayatta üç şeyi ayırt etmek gerekiyor. Sadece iş anlamında değil akıl düşünmek ile alakalı, nefis duygu ile alakalı ve sezgide ilham ile alakalı diye bir yazıda okumuştum ben mantık, aslında aklı ve kalbi susturan, güven veren unsurdur. Nefis, yanlış yönlendirildiğinde insanları her zaman farklı alanlarda yönlendirebilir. Sezgi ise her zaman doğruyu fısıldar. Ben, akıl, nefis ve sezgiyi birbirinden ayırt edebilenlerin hayatta başarılı olabileceklerini düşünüyorum.
Sektörde her şey yavaş yavaş olmalı. Fakat çok mezun veriyoruz. Yeni başlayanların bence biraz pişmeleri gerekiyor. Bu sadece bizim sektörümüzde değil, birçok sektörde de bu sorun var. Sektörde artık çırak yetiştiremiyorsun. Okuldan mezun olanlar, direkt mesleğe atılmak istiyorlar. Oysa işin mutfak kısmını bilmek gerekiyor. Mutfakta çalışmak, emek vermek, mücadele vermek gerekiyor. Bunları göz ardı etmemek gerekiyor. Bir yerde gerçekten nefes almaları gerekiyor.
Başarı anlatılmaz, gösterilmez, sadece yaşanır…
Bakmadan Geçme