23 Haziran 2025 Pazartesi

KAYSERİ’DE ECZACILAR GÜNÜ KUTLANDI

Kayseri’de 14 Mayıs Eczacılar Günü dolayısıyla tören düzenlendi. Eczacıların 186 yıldır halk sağlığı için kararlılıkla çalıştıklarını söyleyen Eczacı Odası Başkanı Uzm. Ecz. Uğur Nuri Akın, 2025 yılının temasını “Sağlık Uzakta Değil, Eczacınla Yanımda” olarak belirlediklerini söyleyerek, eczacıların mesleki sorunlarını ve çözüm önerilerini anlattı.

Kayseri Eczacı Odası tarafından 14 Mayıs Eczacılar Günü dolayısıyla Cumhuriyet Meydanı’nda tören düzenlendi. Atatürk Anıtı’na çelenk sunulması, saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunması ile başlayan törene Kayseri Eczacı Odası Başkanı Uzm. Ecz. Uğur Nuri Akın, Erciyes Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. M. Orhan Püsküllü ve Eczacı Odası yönetim kurulu üyeleri katıldı. Eczacı Odası Başkanı Akın, 2025 yılının temasını “Sağlık Uzakta Değil, Eczacınla Yanımda” olarak belirlediklerini söyleyerek, “Ülkemizde modern eczacılığın temellerini oluşturan ilk eczacılık sınıfının kurulduğu ve ilk eczacılık dersinin verildiği tarih olan 14 Mayıs 1839’dan bugüne tam 186 yıl geçti. Bizler için çok önemli olan bugünü 50 bini aşkın meslektaşımız ile birlikte kutlamanın gururunu yaşıyoruz. Bilimsel birikimimizin rehberliğinde; hastalarımızın sağlığını korumaya, ilaç tedavilerine destek olmaya ve şifa sunmaya devam ediyoruz. Kamuda, akademide, ilaç sanayiinde ve eczanelerimizde hastalarımızın ilaca en kolay, en doğru ve en güvenilir şekilde ulaşabilmesi için 186 yıldır kararlılıkla çalışıyoruz. Bu yıl temamızı “Sağlık Uzakta Değil, Eczacınla Yanımda” olarak belirledik. Hastaların en yakın sağlık danışmanlarının eczacılar olduğunu vurgulamakla kalmıyor, güven unsurunun da altını bir kez daha çiziyoruz” dedi.

“SAHTE VE KONTROLSÜZ ÜRÜNLER PİYASADA HIZLA ÇOĞALDI”

Teknolojinin gelişmesi ve pandemi sürecinin etkisi ile e-ticaret kanallarının yaygınlaşması sonucu sahte ve kontrolsüz ürünlerin piyasada hızla çoğaldığını belirten Başkan Akın, “Gelişen teknoloji ve erişim olanakları sayesinde hemen her ürüne çok hızı ulaşılıyor. Ancak bu ürünlerin güvenilir olup olmadığı çoğunlukla sorgulanmıyor. Özellikle pandemi döneminin etkisiyle sosyal medya ve e-ticaret kanalları yaygınlaştı. Bu alanın yeterince denetlenememesi ise sahte ve kontrolsüz ürünlerin piyasada hızla çoğalmasına neden oldu. Sahte ilaçlar, küresel ölçekte ciddi bir halk sağlığı sorunudur. Uluslararası kuruluşlar tarafından bu alanda rapor edilen toplam suç sayısı 2021’e göre %38’lik bir artış göstermiştir. Bu tehditle mücadele için ne gerekiyor? Öncelikle güçlü yasal düzenlemeler gerekiyor. Ülkemizde Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumunun uyguladığı İlaç Takip Sistemi gibi etkin teknolojik çözümler gerekiyor. Çünkü İlaç Takip Sistemi her bir ilaç kutusuna ayrı bir kimlik vererek üretimden son kullanıcıya kadar izlenmesini ve ilaç güvenliğini sağlıyor. Bu aynı zamanda şu anlama da geliyor; Eczanelerden aldığınız ilaçlar her zaman kayıtlı, her zaman orijinal ve her zaman güvenilirdir. İlaç temininde güvenli ve yasal tek adres Eczanelerdir. Elbette bütün bunlarla birlikte toplum bilincinin artırılmasını da içeren çok yönlü bir yaklaşım da gerekiyor” dedi.

“HALK SAĞLIĞINI TEHDİT EDEN ÇOK CİDDİ BİR TABLOYLA KARŞI KARŞIYAYIZ”

Son yıllarda bazı ürünlerin internet ortamında ve zincir marketlerde ya da sosyal medya fenomenlerinin reklam yolu ile tüketmeye yönlendirilmesinin tehlikeli olduğunu vurgulayan Kayseri Eczacı Odası Başkanı Uzm. Ecz. Uğur Nuri Akın, “Son yıllarda vitamin, mineral ve bitkisel ürünler konusunda halk sağlığını tehdit eden çok ciddi bir tabloyla karşı karşıyayız. Söz konusu ürünlerin hiçbir güvenlik bariyeri ve denetim mekanizması bulunmayan internet ortamlarında ve zincir marketlerde satılması, sosyal medya fenomenleri tarafından reklam yolu ile tüketimlerinin körüklenmesi son derece tehlikelidir. Yapılan bilimsel çalışmalar, internetten satılan bu tarz ilaç benzeri ürünlerin, etiketinde yazan içeriğe de sahip olmadığım gösteriyor. Hatta bazılarında hiç olmaması gereken zararlı ve yasaklı maddelerin bulunduğunu ortaya koyuyor. Asında vitamin, mineral ve bitkisel ürünlerin de ilaçlar gibi İyi Üretim Uygulamaları olan, uluslararası standartlara uygun, güvenli tesislerde üretilmesi gerekiyor. Ayrıca ‘doğal’ veya ‘bitkisel olarak ifade edilen bu ilaç benzeri sağlık ürünlerinin de bilimsel veriler ışığında, kontrollü bir şekilde kullanılması gerekiyor. Yüksek dozda alınan bir vitamin veya bilinçsizce kullanılan bir bitkisel takviye; özellikle anne adayları, çocuklar, yaşlılar ve kronik hastalığı olan vatandaşlarımız için çok ciddi yan etkilere yol açabilir. Daha da önemlisi bu ürünler, hastalarımızın kullandığı diğer ilaçlarla etkileşime girerek tedavilerini olumsuz etkileyebilir, beklenmedik sonuçlar doğurabilir. Bu nedenle vitaminler, mineraller ve bitkisel ürünler hekim tavsiyesi ve mutlaka eczacı danışmanlığında kullanılmalıdır. Biz eczacılar, bu ürünlerin içeriğini, potansiyel risklerini, ilaçlarla ve gıdalarla etkileşimlerini bilen, hastaya bu konuda en doğru bilgiyi ve danışmanlığı verebilecek sağlık profesyonelleriyiz. Bu bizim mesleki sorumluluğumuz ve yetkinliğimizdir. Bir ürünün doğru dozunu, kullanım süresini belirlemek ve olası risklere karşı uyarmak eczacının uzmanlık alanıdır. Vitamin, mineral ve bitkisel ürünlerin Sağlık Bakanlığı kontrolünde ve sadece eczacı danışmanlığıyla eczanelerden halka ulaştırılması gerektiğini ısrarla vurguluyoruz” ifadelerini kullandı.

“TİCARET SAVAŞLARI İLAÇ SEKTÖRÜNÜN MALİYETLERİNİN YÜKSELMESİNE NEDEN OLUYOR”

Dünya’da yaşanan ticaret savaşlarının ilaç sektörünü olumsuz etkilediğinin altını çizen Akın, “Dünyada yaşanan son gelişmeler, ilaç sektörünün de yeni bir döneme girdiğini işaret ediyor. ABD-Çin çekişmesi, küresel tedarik zincirlerinin aşırı merkezileşmesinin yarattığı riskleri açıkça ortaya koydu. ABD Başkanı Trump, dün ABD’de ilaç fiyatlarını yüzde 30 ila yüzde 80 oranında düşürecek kararnameye imza attığını duyurdu. Yaşanan ticaret savaşlarının ilaç sektörünün maliyetlerinin yükselmesine, tedarik zincirlerinin bozulmasına ve küresel ölçekte ilaca erişim sorunlarının baş göstermesine neden olacağı görülüyor. Bunun için her zaman söylediğimiz gibi ilaçta dışa bağımlılığı azaltmak ülkemizin stratejik, ekonomik ve sağlık politikalarının merkezinde yer almalıdır, Sağlık güvenliği, ekonomik güvenlik kadar önemlidir. Ham madde stratejisinden, Ar-Ge yatırımlarına, ihracattan, eczacının rolüne kadar bütüncül bir yol haritası ortaya koymak durumundayız. Ülkemiz, kendi ilacını üretme kabiliyetini artırmak ve uluslararası rekabette yerini güçlendirmek zorundadır. Bunu başarabilmek için kamu, özel sektör ve meslek örgütleri olarak hep birlikte çalışmamız gerekiyor” diye konuştu.

KAMU ECZACILARININ HAKLARI ÖNCELİKLİ KONULAR ARASINDA

Kamuda çalışan ve kamudan emekli olan eczacıların özlük haklarımın iyileştirilmesi ile hak kayıplarının telafi edilmesinin öncelikli konular arasında yer aldığını söyleyen Başkan Akın, “Yeni mezunlarımızın potansiyelini sağlık sistemimize tam olarak entegre etmek için yeni bir istihdam vizyonuna ihtiyacımız var. Kamu, özel sektör, hastaneler, ilaç endüstrisi ve dağıtım kanalları dahil olmak üzere sağlık ekosisteminin tamamında eczacı sayısını stratejik olarak artıracak politikalar tasarlanmalıdır. Kamuda eczacı varlığımın güçlendirilmesi, hastalarımızın daha nitelikli ve daha güvenli ilaç hizmeti almasının temelini oluşturacaktır. Aynı zamanda, ilaç endüstrisinde ilacın gerçek uzmanı lan eczacılarımızın hak ettiği yeri almasını sağlayacak ve inovasyonu teşvik edecek özel istihdam stratejilerinin geliştirilmesi kritik önemdedir. Kamuda çalışan ve kamudan emekli olan eczacı meslektaşlarımızın özlük haklarımın iyileştirilmesi ile hak kayıplarının telafi edilmesi, öncelikli ve önem verdiğimiz konular arasında yer almaktadır. Sağlık ve tedavi süreçlerinin vazgeçilmez unsuru olarak, stratejik bir rol üstlenen kamu eczacılarının maruz kaldığı ayrımcılıklara son verilmelidir. Zor koşullar altında fedakârca görev yapan kamu eczacılarımız, hak ettikleri çalışıma düzenine ve haklarına sahip olmalıdır. Aynı şekilde, kamudan emekli meslektaşlarımızın karşılaştığı mağduriyetler de ivedilikle çözüme kavuşturulmalıdır” dedi.

“FAKÜLTEMİZ ECZAKDER TARAFINDAN TAM AKREDİTE EDİLMİŞTİR”

Erciyes Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. M. Orhan Püsküllü de 14 Mayıs Eczacılık Günü’nü kutlayarak, üniversitenin çalışmalarından bahsetti. Erciyes Üniversitesi Eczacılık Fakültesinin bu yıl 16. mezunlarını vereceğini söyleyen Püsküllü, “Bugün 14 Mayıs Türk Eczacılık Günü. Türkiye’de 14 Mayıs 1839’da eczacılık mesleğine yönelik, bağımsız eğitimi vermek üzere ilk Eczacılık Sınıfı açılmıştır. Bu nedenle 1968 yılından beri eczacılık öğretimine başlanmasının yıl dönümü olan 14 Mayıs, Eczacılık Günü olarak kutlanmaktadır. Bu eczacılık sınıfının açılmasıyla eczacılıkta eğitim akademik olarak verilmeye başlanmıştır. Erciyes Üniversitesi, ülkemizdeki Araştırma Üniversiteleri sıralamasında devlet üniversiteleri arasında 8. sırada, disiplinler arası bilim sıralamasında ise 3. sırada yer almaktadır. Üniversitemiz Yükseköğretim Kalite Kurulu (YÖKAK) tarafından fakültemiz ise ECZAKDER tarafından tam akredite edilmiştir. Mustafa Kılıçer Eczacılık Fakültesi, 2005-2006 eğitim-öğretim döneminde eğitime başlamış ve ilk mezununu 2010 yılında vermiştir. Bu yıl ise 16. mezunlarımızı verecek olmanın gururunu yaşıyoruz. Toplum için üreten, araştıran, meslekte etkin görev alan eczacılar olarak yetişmeniz için faaliyet gösteren Fakültemiz, kuruluşundan bugüne kendini sürekli geliştirerek ve yenileyerek emsalleri arasında öne çıkmış ve bugünlere gelmiştir. Ülkemizin temel değerlerine bağlı, mesleki bilgi ve beceriler ile donatılmış, ilaç konusunda yetkin, yaşam boyu öğrenen, öğrendikleri ile sorumluluk alarak sorun çözen, kendine güvenen, sağlık sisteminde önder olacak eczacılar yetiştirme prensibiyle eğitimine devam etmektedir. Hem alanında yetkin Öğretim Üyelerimiz hem de öğrencilerimiz eczacılık alanındaki farklı kurum ve kuruluşlardan ödüller almakta ve fakültemizi daha da ileriye taşıyarak eğitim kalitemizi artırmaktadır. Bu başarılı eğitim sürecinden geçen mezun eczacılarımız ilacın üretiminden hastaya ulaştırılmasına kadar geçen her aşamada sorumluluk almakta, toplum sağlığının korunması ve iyileştirilmesinde büyük bir özveriyle çalışmaktadır. Eczacılık mesleği insanların en güvendiği meslekler arasında her zaman en başta yer almıştır” şeklinde konuştu.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.