Mimarlıktan tasarıma: Nadire Erdoğan Arık'ın estetik ve girişimcilik yolculuğu
Kayseri'nin yaratıcı ruhunu mimarlık ve tasarım alanında temsil eden isimlerden biri Nadire Erdoğan Arık. 2010 yılından bu yana serbest mimar olarak projeler üreten Nadire Hanım, ekip arkadaşlarıyla birlikte hem mimari hem de iç mimari alanında pek çok önemli çalışmaya imza attı. Sadece projeleriyle değil, kurduğu Nadire'N Design mağazasıyla da Kayseri'ye estetik ve fonksiyonelliği bir arada sunuyor.
Küçüklüğünden beri tasarıma ilgi duyan Nadire Erdoğan Arık, mimarlık mesleğinde birçok başarılı projeye imza attı. 2019’da ofisini erişilebilir bir mağaza hâline getirerek Nadire’N Design’ı kuran Arık, Kayseri’ye hem mimari hem de tasarımda yeni bir soluk kazandırdı.
-Aslında küçüklüğümden beri tasarıma ilgim vardı, ancak mimarlık mesleğini seçtikten sonra dünyaya bakış açım biraz daha değişti. Mimari projelerle de birçok güzel çalışmaya imza attık. Markamızın kuruluşuna gelecek olursak, 2019 benim için bir dönüm noktası oldu. O zamanlar bir plazadaydık; mimar proje ofisi olarak, kapalı dünyamızdan çıkarak ofisimizi daha ulaşılabilir bir mağaza hâline dönüştürdük. Burada hem müşterilerimize mimari proje hizmetleri sunmaya başladık hem de dünya markalarının ürünlerini, projelerimizin son dokunuşlarını tamamlamak için seçerek Nadire’N Design aracılığıyla şehrimize hizmet vermeye başladık.
Marka isimlerinin ardında çoğu zaman özel hikâyeler yatar. Nadire Erdoğan Arık da Nadire’N Design ile Kayseri’ye estetik ve fonksiyonelliği taşırken, markasının isminin de babaannesinin adını ve ‘az bulunan’ anlamını taşıyan ‘Nadire’n’ ile birleştirerek hem kişisel bir bağ hem de şehre değer katan bir marka hikâyesi yaratmış…
-Marka ismimizin hikayesi gerçekten çok ilginç. Aslında NEA Mimarlık yani ‘Nadire Erdoğan Arık Mimarlık’ olarak başladık. Mağazaya geçtiğimizde ise farklı bir isim bulmak istedik. Çok sevdiğimiz bir arkadaşımız, ‘Aslında Nadire, Nadiren… Nadiren az bulunan, seyrek bulunan anlamına geliyor. Bunu dizaynla birleştirerek “Nadire’n” olabilir’ dedi. Böylelikle markamızın ismi oluştu. Nadire ismi aslında babaannemin adıydı ve kendisi çok kıymetliydi; Allah rahmet eylesin. Bu sayede hem ismini yaşatmış olduk hem de markamıza anlam katmış olduk. Tabii bazen insanlar beni ‘Nadiren’, ‘Nadiren Hanım’ ya da ‘Nadiren’cim’ gibi şekillerde de hitap ediyor; bu da ismimle ilişkili olarak küçük bir espri unsuru yaratıyor.
Hizmetten ticarete: Emeğin ve işbirliğinin gücü…
Kendi işini kurarken önce bir ofis açan Nadire Erdoğan Arık, ekip arkadaşlarıyla birlikte birçok keyifli projeye imza attı. Hizmet sektöründen ticarete geçişiyle birlikte finansal planlama ve markaları doğru seçmek gibi zorluklarla karşılaşsa da eşinin desteği ve birlikte verdikleri emek sayesinde güçlü bir marka yarattı ve birçok dünya markasını Kayseri’ye kazandırdı…
-Kendi işimizi kurarken, mimari proje faaliyetlerimiz için önce bir ofis açtık. Burada ekip arkadaşlarımızla birlikte keyifli işler yaptık. Bu süreçte eşimin de büyük desteği oldu; işletmelerimizi ve ticaretimizi de onunla beraber yürütüyoruz. Hizmet sektöründen ticarete geçtiğimizde işler biraz daha farklı bir boyut kazandı. Çünkü bunun için finansal bir planlama gerekiyordu. Hayallerimiz büyük olsa da onları gerçekleştirmek için bütçe gerekiyor. Markaları ve ürünleri seçmek, finansı dengelemek gibi birçok zorlukla karşılaştık. Ama çok şükür, bazen yanlış kararlar alsak da onlardan ders çıkartmayı öğrendik. Eşimle sırt sırta vererek güzel bir marka oluşturduk ve birçok dünya markasını şehrimize kazandırmayı başardık.
Nadire Erdoğan Arık’ın yolculuğunda en büyük motivasyon kaynağı ailesi ve özellikle kızı. Hizmet sektöründe edindiği deneyimi ticaretle harmanlayarak eşinin girişimcilik ruhuyla güçlerini birleştirdi ve Kayseri’de dikkat çeken bir marka yarattı.
-Yolculuğumda beni en çok motive eden kişi… Aslında biz üç kişilik bir çekirdek aileyiz ve bir de kızımız var. Onun için her zaman daha iyi bir gelecek kaygısı taşıdım; aslında bu en büyük motivasyon sebeplerimden biri. Hizmet sektörü keyifli ve güzel olsa da ticarette de var olmak istedik. Açıkçası eşimle sırt sırta vererek, onun girişimcilik ruhunun etkisi ve benim mimari bakış açımla birlikte gücümüzü birleştirerek bu şirketi ve oluşumu ortaya çıkardık. İlk açtığımız günden beri ürün çeşitliliğimizi artırdık ve daha çok marka kazandırdık. Bununla beraber, sadece kendi projelerimizde değil, diğer mimar arkadaşlarımızın projelerinde de çözüm ortaklığı yaptık. Müşteriler ve danışanlarıyla gelen mimarlar, kaliteli niş projelerde müteahhitlerle birlikte çalıştık. Bu tür projelerde yer almak bize büyük keyif verdi. Ayrıca artık son kullanıcı müşterilerimiz de mağazamıza gelerek kendi ürünlerini seçebiliyor veya online olarak alışveriş yapabiliyorlar. Böylelikle farklı bir network oluşturduk; yeni insanlarla tanışıyor, farklı şehirlerden ve hatta farklı ülkelerden müşterilerle iletişim kurabiliyoruz.
Kadın; projeden mağazaya, şantiyeden satışa her alanda fark yaratır
Kadın girişimci olarak sektörde olmanın, mekânlara kadın bakış açısı katmanın ve müşterilerle empati kurabilmenin büyük bir artı olduğunu söyleyen Nadire Erdoğan Arık, masa başında proje çizmekten vitrinde satışa, şantiyede iş takibine kadar her aşamada aktif olmanın zor olsa da kadınların her alanda fark yaratabildiğinin altını çiziyor…
-Kadın girişimci olarak sektörde olmanın avantajları var; sayı olarak az değiliz aslında. Şehirde çok sevdiğim, bu şehre gerçekten hizmet eden arkadaşlarım da var. Avantajlardan biri, bir evi, mekanı veya ofisi tasarlarken kadın gözüyle dokunuş katabilmek. Eşine destek olan hanımların mekanlarına baktığınızda, bir kadın eli değdiğini görmek mümkün; bu nedenle onlarla çözüm ortağı olarak birlikte karar almak da çok keyifli.
Kadın girişimci olmanın faydaları bunlar; kadın ruhunu ve isteklerini daha iyi anlayabiliyorsunuz. Peki meslekte kadın olmanın dezavantajı var mı? Biraz var tabii. Biz bugün hem masa başında proje çiziyoruz hem vitrinin arkasında mağazacılık yapıyoruz hem de şantiyede iş takibi yapıyoruz, ustalarla iletişim halindeyiz. Ama gördük ki bu sadece erkek işi değil; kadın projenin her aşamasında aktif olabiliyor.
Nesiller boyu aktarılan ‘çalışma’ ilhamı
2010 yılında mimarlık mesleğine başladığında kendi işinin sahibi olarak yola çıkmayan Nadire Erdoğan Arık, yoğun mesaili projelerle deneyim kazandı. Babasının ‘Kızım, çok çalışmalısın’ öğüdünü hayat mottosu hâline getiren Arık, aynı vizyonu şimdi kızı Zeynep’e aktarıyor…
-2010 yılında mimarlık mesleğime başladığımda kendi iş yerimin sahibi olarak başlamadım; güzel proje ofislerinde mimarlık projeleri çizdik. Bu süreçte çok yoğun mesaili çalışmalar oldu. Babamın bana söylediği bir söz vardı: ‘Kızım, çok çalışmalısın.’ Bugün de gördüm ki, çalıştığın yere gerçekten bir faydan oluyorsa, bu sana da geri döner. Babam sayesinde hiçbir emeğin sorgusuz ve çok çalışmadan karşılıksız kalmayacağını öğrendim ve bunu hayatımda bir motto hâline getirdim. Aslında ben de kızım Zeynep’e, babamın bana söylediği gibi, çok çalışması gerektiğini, vizyon sahibi olabilmesi için çok okuması gerektiğini söylüyorum. Yani Türkiye’yi, dünyayı veya bir hedefi belirleyip ona yönelmesi gerektiğini vurguluyorum. Bu çaba ve emek, zamanla hem meslek hayatında hem de kendi kuracağı ailesinde mutlaka karşılığını verecektir.
Nadire Erdoğan Arık, kızı Zeynep’in iş hayatına küçük yaşta dokunmasına da önem veriyor. 11 yaşındaki Zeynep, doğrudan işin içine girmese de müşterilerle vakit geçiriyor ve işleri dikkatle gözlemliyor. Arık, önümüzdeki yıllarda kızını ticarette daha aktif görmeyi ve hangi mesleği seçerse seçsin, ticareti de öğrenmesini hedefliyor…
-Aslında bu yaz biraz daha rahat geçti, ama zaman zaman yanımıza geldiğinde müşterilerle vakit geçiriyor ve işleri gözlemliyor. Şu an 11 yaşında olduğu için doğrudan işin içine girmiyor, ama çok iyi bir gözlemci. Umarım önümüzdeki yıllarda onu ticarette daha aktif görebiliriz. İsterim ki hangi mesleği seçerse seçsin, ticareti de öğrenmiş olsun.
Kadın bakışıyla başarıya giden yol: “Emek boşa gitmez”
Nadire Erdoğan Arık’ın başarıya giden yolda genç girişimcilere ve kadınlara tavsiyesi net: “Gerçekten çok çalışın. Emek boşa gitmez.” Genç ya da orta yaşlı fark etmeksizin kadınların iş hayatında kendilerini göstermeleri gerektiğini vurgulayan Arık, kadın bakış açısının ve yaratıcılığın her projeye ayrı bir değer kattığını söylüyor.
-Kendi işini kurmak isteyen gençlere tavsiyem şudur: Gerçekten çok çalışmaları gerekiyor. Bir yerde emek harcarken, ‘Boşa mı harcıyorum?’ diye düşünmemeliler; çünkü emek mutlaka bir şekilde geri dönüyor. Kurulan sosyal ilişkiler, iş hayatında karşılaşılan zorluklar, ileride kendi işlerini yürütürken yol gösterici olabiliyor. Ayrıca genç hanımlar da orta yaşlı hanımlar da iş hayatında kendilerini göstermeleri için hiçbir zaman geç değil. Bence çalışmalı ister eşiyle ister aile şirketinde ister herhangi bir pozisyonda olsun; kadın bakış açısını ve o son dokunuşu işe yansıtabilmeli. Üretmek çok güzel bir şey. Bu yüzden buradan hanımlara tavsiyem: çalışsınlar.
Hedef: Nadire’N’i dünyaya taşımak
Nadire Erdoğan Arık, Nadire’N Design’ı sadece Kayseri ile sınırlı görmüyor. Hedefi, markayı farklı şehirlerde ve hatta dünya çapında tanıtmak; Nadire’N ismini bir global marka hâline taşımak.
Nadire’N Design’ın neden farklı şehirlerde şubeleri olmasın? Hatta dünyada, diğer ülkelerde de Nadire’N ismini bir marka olarak taşımak istiyorum. Hedefimiz ve hayalimiz bu yönde. Aslında yüzyıllardır, 1700’lerden beri birçok uygarlık, kültür ve ülke birbirinden esinlenmiş. Bugün biz burada bir Rus porseleni satarken, aynı zamanda bir İtalyan porseleni veya bir Türk tasarımcının ürününü de sunabiliyoruz. Bütün bu akımlar birbirinden etkilenmiş durumda. Örneğin, bir kahve fincanı diğer ülkelerde espresso için kullanılırken, Türkiye’de tek kahve için kullanılıyor. Böylece kültürler birbirini etkiliyor. Nadire’N markasını Türkiye’de ve dünyada tanıtırken, aslında Türk kültürünü de dünyaya tanıtmayı hedefliyoruz.
Nadire Erdoğan Arık, tasarım süreçlerinde hem kendisini hem ailesini düşünerek hareket ediyor. Kızının ve kendi yaşamını nasıl daha fonksiyonel ve minimalist hâle getirebileceğini sorguluyor, işini kolaylaştıracak ayrıntıları göz önünde bulundurarak projelerini şekillendiriyor; çünkü tasarımda kullanıcı olarak etkisi büyük.
-Aslında burada, kızım için, ailem ve kendim için nasıl bir dünyada yaşamak istediğimi düşünüyorum: Nasıl bir evde, daha minimalist bir şekilde; nasıl bir mutfakta, nasıl bir yaşam odasında yaşamayı tercih ederim? İşimi kolaylaştıracak ayrıntılar neler olabilir? Bu sorular doğrultusunda tasarımlarımızı şekillendiriyoruz. Sonuçta biz kullanıcı olduğumuz için, mekânın tasarımındaki etkimiz de oldukça yüksek oluyor.
Nadire Erdoğan Arık’a göre mimarlık sadece teknik bir iş değil; zaman zaman vitrinin arkasına geçip insanlarla doğrudan iletişim kurmak da gerekiyor.
-Mimarlık benim için sadece teknik bir iş değil. Bazen masa başından kalkıp vitrinin arkasına geçmek, insanlarla doğrudan iletişim kurmak gerekiyor. Bunu ben yaptım ve bu konuda hiç pişman değilim.
Bakmadan Geçme