• Haberler
  • Siyaset
  • Özdemir Türk medyasının sorunlarını TBMM'de dile getirdi

Özdemir Türk medyasının sorunlarını TBMM'de dile getirdi

MHP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) bütçe görüşmelerinde MHP Grubu adına açıklamada bulundu. Yerli medya kuruluşlarının sorunlarına ve RTÜK'ün yabancı fon kaynaklı yayınlar için yaptırımlarına vurgu yapan Özdemir, bütçeye olumlu yönde oy kullanacaklarını belirtti.

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM), Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) bütçe görüşmelerinde MHP Grubu adına söz alan MHP Genel Başkan Yardımcısı ve Kayseri Milletvekili İsmail Özdemir, Türkiye’de medya kuruluşlarının yaşadığı sorunları dile getirdi.

Özdemir, yabancı kaynaklarca fonlanan medya kuruluşlarının Türkiye’de etik ve ahlaki nezaketten uzak olduğunu ve yerli medya kuruluşlarını sekteye uğrattığını ifade ederek, yapılacak düzenlemeler ile birlikte yerli medya kuruluşları için adil bir rekabet ortamı hazırlanması gerektiğine dikkat çekti. 

Özdemir’in TBMM’de yaptığı açıklamalardan satır başları şu şekilde: 

“Yayıncılık adı altında yürütülen faaliyetler kamuoyu vicdanını yaralayan sonuçlar doğurmaktadır”

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu üstlenmiş olduğu düzenleme ve denetleme görevlerini başarılı şekilde yerine getirirken yayıncılık adı altında yürütülen bazı faaliyetler kamuoyu vicdanını yaralayan sonuçlar doğurmaktadır.

Toplumsal gerginliklere sebep olan, milli ve manevi değerlerimize zarar veren, ahlaki ölçüsü bulunmayan ve hiçbir etik kuralıyla bağdaşmayan bu girişimlerin engellenmesine yönelik yasal düzenlemelerin yapılması artık zorunluluk haline gelmiştir.

“Toplumsal kutuplaşmayı körükleyici yansımaların önüne geçilmeli”

Son dönemde özellikle bazı sosyal medya platformlarında haber alma, haber yapma ve haber yayma prensiplerine uymayan, basın ilkeleriyle örtüşmeyen, bu kapsamda mesleki yeterlilik ve vasfı bulunmayan şahısların haber içerikleri oluşturmak, sokak röportajları yapmak, sözde anket yapmak, yanıltıcı ve yanlış bilgiyi yaymak gibi faaliyetler yürüttüğü görülmektedir. 

Özellikle sokak röportajı olarak adlandırılan, gerçekte ise mizansen bir kurguyla kasıtlı olarak seçilen şahıslara yöneltilen soru ve cevaplarla algı oluşturma çabası yürütüldüğü, vatandaşlar arasında gerginlik yaratıldığı ve hatta bu gerginliklerin zaman zaman fiziki kavgalara dönüştüğü gözlemlenmektedir. 

Bu kapsamda, basın kartı bulunmayan veya kurumsal bir kimlik altında akredite edilmemiş şahısların basın faaliyeti adı altında yürüttükleri çalışmaların engellenmesinin yanında, söz konusu faaliyetler sırasında ve sonrasında yaşanan toplumsal kutuplaşmayı körükleyici yansımaların önüne geçilmesi gerekmektedir.

Yurt dışı kaynaklı platformlara yapılan yoğun reklam yatırımları Türk medyasının ve yerli dijital girişimlerin gelişimini sekteye uğratırken, söz konusu platformların reklam politikalarının şeffaf olmaması ve hâlihazırda yerli platformlara kıyasla daha avantajlı bir konumda bulunmaları, rekabet ortamını ciddi şekilde zedelemektedir.

Diğer yandan reklamcılık faaliyetlerinin bu mecralar üzerinden yoğun şekilde yürütülmesi de reklam harcamalarının önemli bir bölümünün ülke dışına çıkmasına sebep olmaktadır. 

Bu durum ülkemiz açısından hem ekonomik anlamda kaynak kaybına hem de stratejik olarak dijital iletişimde dışa bağımlılığa zemin oluşturmaktadır.

Ayrıca dezenformasyonlara ve provokasyonlara alan açmaktadır. 

Bununla beraber söz konusu platformlar, Türkiye'de yürütülen yargısal süreçlerle alakalı gerekli görüldüğünde bilgi paylaşımında bulunmak hususunda samimi bir yaklaşım göstermemektedir. 

Çoğu zaman küresel olarak tanımlanan bu şirketlerin iç hukuku, Türkiye Cumhuriyeti anayasasının üzerinde görülmekte, ortaya çarpık ve kabulü mümkün olmayan neticeler çıkmaktadır. 

Yine benzer şekilde milletimizin milli ve manevi değerleriyle ilgili olarak olumlu paylaşımlarda bulunan sayfalara da kısıtlamalar getirilmesi, hesapların askıya alınması gibi uygulamalar bu platformların güvenilirliğini sorgulanır hale getirmektedir.

Dolayısıyla rekabet anlamında Türk dijital medyasından mevcut koşullar altında daha avantajlı bir konumda bulunan yurt dışı merkezli platformların reklam kaynaklı elde ettikleri gelirlerin gerekli yasal düzenlemeler yapılarak ivedilikle kısıtlandırılması gerekmektedir. 

Böylelikle Türk medyası ve Türk dijital mecra kaynakları korunurken, sağlanan destekler de artacaktır.

Yerli girişimlerin artmasıyla beraber ekonomik anlamda reklamcılık faaliyetlerine ayrılan kaynakların önemli bir miktarı yine yurt içerisinde kalacaktır.

Kamu kurumlarının ve özel sektör kuruluşlarının yurt dışı merkezli sosyal medya platformlarına yönelen reklam harcamalarının belli bir oranla sınırlandırılması, böylelikle hem yerli medya kuruluşları ile dijital platformların desteklenmesi, hem de adil ve dengeli bir rekabet ortamının tesis edilmesi hedeflenmelidir.

Şimdiden tedbir alınmazsa televizyon, radyo ve diğer yayıncı kuruluşlarımızın yaşadığı gelir kaybı aradan geçen her gün daha fazla artacaktır.

Bu vesile ile sözlerime son verirken bütçemize Milliyetçi Hareket Partisi olarak olumlu yönde oy vereceğimizi belirtiyor, gazi meclisimizi sevgi ve saygılarımla selamlıyorum.

 

Hunat TV - Bizi Sosyal Medyada Takip Edin!

Bakmadan Geçme