Kurulduğu yıldan itibaren şehrini, takımını bir an olsun terk etmeyen; çok sevdikleri Kayseri ve Kayserispor’a her daim sahip çıkanlar… Kimden mi bahsediyorum? Tabii ki Kapalı Kale’den…
Kapalı Kale Tribün Lideri Ahmet Dirgenali öncülüğünde kurulan ve 2008’den itibaren faaliyet gösteren Kapalı Kale, tribünü bir an olsun terk etmedi.
Bir şehir düşünün; İstanbul takımlarına sevdalı, gözünün önündeki şehrin takımını, en büyük markasını görmeyen… Ama birileri var ki 2008 yılından itibaren şehrini ve takımını hiç yalnız bırakmayan. Yağmur, çamur dinlemeden stadyum stadyum gezen, her şehri 90 dakika yaşayanlar…
Kapalı Kale’nin tek bir amacı vardı: Şehrin en büyük markasını sonuna kadar desteklemek, takımını zirveye çıkarmak…
“Kravatlılar gider, atkılılar kalır”
Bunca yıldır sevdasından vazgeçmeyenler, yeri geldi bir çorbayı iki kişi içtiler, yeri geldi kraliyet sofrasında yemek yediler ama hiçbir zaman bir şeyleri bahane edip sevdalarına sırt çevirmediler.
Kapalı Kale için ikinci bir seçenek yoktu, tek yol Kayserispor’du. 2008’de Avrupa’ya giderken de aynı grup vardı, 2014’te küme düştüğünde de…
Yıllarca çekilen cefanın bir sefası olacaktı elbet. 2013-2014 sezonunda küme düştüğünde yalnız kalmıştı Kayserispor. Şehir tribünlere gelmeyi bırakmış, stadyum boşalmıştı. Herkes “Kayserispor artık bitti” diye düşünüyordu. Peki bu zor günde şehrine sırt çevirmeyecek kim kalmıştı? Tabii ki şehrin vefakârları, Kapalı Kale…
Yıl sonuna kadar yağmur çamur dinlemeden sevdalarının peşinde olanların olacaktı zafer. Ve evet, yıl sonunda Kayserispor 72 puanla şampiyon olarak yeniden Süper Lig’e çıkmıştı. Kapalı Kale, yine takımının arkasında Erciyes Dağı gibi dik durarak Süper Lig devlerine “merhaba” diyor, onlara yeniden zor günler yaşatmayı hedefliyordu.
O zamandan bu zamana kadar pek çok kişi geldi geçti; nice başkanlar, nice yönetimler, nice teknik direktörler… Geriye tek bir şey kaldı: Kapalı Kale.
Şu anda Süper Lig yeniden başladı. İstediğimiz sonuçları her ne kadar elde edemesek de sevdalılar, her zamanki yerini alarak takımına destek olmaya devam ediyor.
Sözlerime son verirken demek istediğim şudur:
“Kapalı Kale halktır…”