Güngör Görden

'İletişim Fakültesi' mezunları ne istiyor? Bölüm-1

Güngör Görden

Bizler, toplum yararı gözeterek mesleğini yapmaya çalışan “iletişim fakültesi” mezunu gazetecileriz. Peki ya bizler, bunca koşuşturmanın yanında ne istiyor ve ne bekliyoruz? 

Evet, hepimizin malumu üzerine gazetecilik mesleğini; yasama, yürütme ve yargının ardından en büyük “dördüncü güç” olarak addediyoruz. 

Ancak; çok büyük bir saygınlık, toplumsal sorumluluk ve elinde güç bulunduran bu mesleği büyük bir umut ve inançla sürdüren iletişim fakültesi mezunları olarak bizlerin de büyük beklentileri var. 

Türkiye’de büyük çoğunluğu asgari yaşam standartlarında hayatını sürdüren, gerek özel gerekse kamuda “kadrosuz” çalışan basın mensupları, ne yazık ki bu çağda halen sosyal haklarının eksikliğinden ve bilhassa kadrosuzluk derdinden mustarip durumdalar. 

Asgari ücretten yüksek olmayan maaş, sendikalaşmanın eksikliği, en ufak olayda toplum önüne atılmak gibi büyük problemlerle “ne yazık ki” karşı karşıyayız...

En baş problemimiz olarak yine, iletişim fakültesi mezunları kamuda hak ettiği değeri bir türlü göremiyor...

Örnek verecek olursak, iletişim fakültesinden mezun olmuş ve mesleğini özel sektörde devam ettiren meslektaşlarımız, kamuda bir atama yapılacağı zaman kendilerine ne bir kontenjan ne de bir alan bulamıyor...

Hâl bu iken, bir de üzerine kendilerine açılan kontenjanları da yine “joker bölümlerden” mezun olanlara kaptırıyorlar...

Oysa bu fakülteler, yani “iletişim fakülteleri” kamuoyu yönetiminden kriz iletişimine kadar devletin en çok ihtiyaç duyduğu alanlara uzman yetiştiriyor. 

Ancak basın müşavirlikleri ve iletişim birimlerinde bile farklı bölümlerden atamalar yapılıyor. 

Artık bu adaletsizliğe bir son verilmeli; kamuda iletişim mezunlarına özel kadrolar açılmalı. Çünkü güçlü bir devlet, doğru iletişimle var olur.

Tabii bizler, dedim ya birçok sorunla karşı karşıyayız ve isteklerimiz var; ancak bu istek ve beklentiler altı boş ve ucuz talepler değil!

Tek sorunlarımız bundan ibaret değil; merdiven altı gazetecilik-iletişim kursları, dokunulmazlık hakkı, sendikalaşma beklentileri ve diğer sorunlara da ilerleyen günlerde daha detaylı şekilde değineceğim.

Yazarın Diğer Yazıları