Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın Kayseri’de bu yıl ilk kez düzenlediği Kültür Yolu Festivali, medeniyetler şehri olarak nitelendirdiğimiz bu kente çok yakıştı.
Hepimiz çok iyi biliriz ki; Kayseri’de 7’den 70’e tüm herkes, festival ve sanatsal etkinliklere çok önem verir. Aslında önem vermekten de ziyade toplumda beğeniyle karşılanır.
Bunun en önemli ayağından biri olarak da Kültür ve Turizm Bakanlığı, bu şehri ilk defa Kültür Yolu Festivali ile buluşturdu.
Kayseri’nin tarihi ve kültürel simgeleri, tozlu raflarda kalmış yöresel ürünler ve unutulmaya yüz tutmuş birçok ürün bu festival sayesinde yeniden tüm Türkiye’ye hatırlatıldı.
Türk milletinin diline pelesenk olmuş şarkılarıyla birçok ünlü isim hem sahne aldı hem de Kayseri’nin tanıtımına katkıda bulundu.
Sadece bu da değil tabi, şehrin stresinden yorulmuş, iş ve ev arasında mekik dokuyan Kayserililer, bir bakıma bu festival sayesinde deşarj oldu.
Birçok etkinlik, çocuk, yaşlı veya genç demeden Kayserililer ile buluştu.
Kısacası şehir, tiyatrodan müziğe, el sanatlarından fotoğrafçılığa kadar geniş bir yelpazede düzenlenen etkinliklerle sanata doydu.
Ama tabii ben bu festivalin tüm detaylarıyla değerlendirilmesi gerektiğini savunuyorum. Sadece değerlendirmekle de kalmamalı, bu tarz etkinliklerin Kayseri’de her dönem sıkça yapılmasını sağlamalıyız.
Bu noktada biz basın mensuplarına da büyük sorumluluk düşüyor. Kayseri’nin hak ettiği değeri görmesi ve pastadan pay alabilmesi için bizler de üzerimize düşeni yapmalı, Kültür Yolu Festivali ya da benzeri organizasyonları şehrimize çekmek için çaba sarf etmeliyiz.
Bir diğer husus ise, festivalin şehre ekonomik kazanımları üzerinde durmak olmalı. Özellikle çevre illerden Kayseri’ye gelen misafirlerin kente katacağı kazanımlar da can suyu olacaktır diye düşünüyorum.
Özellikle Kayseri’nin kültür ve sanat turizmine de değinmeden geçmeyelim. Bu önemli şehir bulunduğu konum itibarıyla sadece ticaretin değil, buna bağlı olarak da gelişen bir kültürün en önemli merkezlerinden biri olarak karşımıza çıkıyor. Ve hatta bu anlamda bir ekol diyebileceğimiz şekilde öncülük ediyor. Gerek Kültepe Kaniş-Karum, gerekse Bizans-Selçuklu-Osmanlı ve en sonunda Cumhuriyet değerleriyle birlikte medeniyet şehri derken altı boş bir ifadeden ziyade gerçekleri yansıtıyor.
Bu yönüyle gelecekteki festival ve etkinliklerde Kayseri’nin yerel sanatçıları, halk ozanları, el emeği göz nuru ürünleri ve bizi yansıtan değerleriyle daha çok ön plana çıkması elzem bir durum.
Tabii değerlendireceklerimiz bitmez, herkes ortaya yeni bir fikir atabilir, ama ben başlıca notlarımı sizlerle paylaşmak istedim.
Son olarak sözün özü; medeniyetler şehri Kayseri’de böyle organizasyonları çok özlemişiz...