Güngör Görden

Okuyamayan muhalefet, dizayn eden iktidar

Güngör Görden

Türk siyasetinde son bir yıl içerisinde yaşanan gelişmelere baktığımızda, aslında tabloyu daha net okumak mümkün. 2023 seçimlerinin ardından muhalefet cephesinde ciddi bir çözülme ve yön arayışı ortaya çıktı. 

CHP’nin kurultay süreci, parti içi iktidar mücadelesinin gölgesinde ilerledi. İYİ Parti’nin kendi yolunu çizme çabası, muhalefet blokunu parçalı hale getirirken, yerel seçimlerdeki iş birlikleri ve ittifak tartışmaları da muhalefetin dağınık görüntüsünü pekiştirdi.

İktidar cephesine bakıldığında ise, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın söylemlerinde “yeni anayasa” vurgusunun öne çıktığını uzunca bir zamandır görüyoruz. 

İktidarın bu süreçte hem toplumsal rızayı inşa etmek hem de muhalefeti kontrol altında tutmak istediği çok açık. Kayyum atamaları da bu bağlamda yalnızca yerel yönetim meselesi değil, aynı zamanda siyasi alanı daraltan ve muhalefeti yönlendirmeyi hedefleyen bir siyaset mühendisliği hamlesi olarak okunabilir.

Dış politikada da benzer bir tablo var. İsveç’in NATO üyeliği süreci, ABD ile ilişkiler, Rusya-Ukrayna savaşı bağlamında izlenen denge politikası ve Ortadoğu’da süren gerilimler iç politikadaki mühendislik çabalarını destekleyen bir araç olarak kullanılıyor. 

Zira dış politikadaki her gerilim, içeride milli birlik söylemiyle muhalefeti geri plana itme imkanı sağlıyor.

Sonuçta iktidarın temel amacı yalnızca günü kurtarmak değil, siyasal zemini 2028’e kadar kendi lehine dizayn etmek. 

Muhalefetin ise bu tabloyu doğru okuyup okuyamadığı bence asıl tartışma konusu. 

Althusser’in bahsettiği “devletin ideolojik aygıtları”nın, Türkiye’de medya ve yargı üzerinden nasıl işlediğini düşünürsek, muhalefetin bu sürece hazırlıksız yakalandığı düşünüyorum. 

Bugün Türkiye’de siyaset, bir yandan “Terörsüz Türkiye” ve “yeni anayasa” gündemiyle şekillenirken, diğer yandan muhalefeti dizayn etme girişimleriyle dar bir alana sıkıştırılıyor. 

Asıl mesele, bu dar alanda muhalefetin kendine nasıl bir yol haritası çizeceği. 

Eğer bu sorunun cevabı bulunamazsa, siyaset mühendisliği yalnızca bir girişim değil, fiili bir sonuç halini alacak.

Yazarın Diğer Yazıları