Çürüyoruz…
Evet Türk Milleti olarak çürüyoruz…
"Cennet Vatan" dediğimiz ülkemiz, bugün hiç olmadığı kadar büyük problemlerle karşı karşıya.
Ama bu problemler ne para, ne terör, ne de milli egemenlik!
Bu problem Türk milletinin günümüzdeki en büyük belası olan “sosyal çürüme”
Evet,
Türkiye, yerli ve yabancı herkes için çok ciddi bir dönüşüm ile birlikte "getto"laşma ve "suç işleme" ülkesi haline geldi.
Saç tıraşları birbirinin aynısı olan "tas kafalar", sokakta cinayet işlemek için vakit kollayanlar…
Yanlış duymuyorsunuz, Türklere bir haller oldu!
Gelenek göreneklerimizden hızla uzaklaşıyor, bizi biz yapan değerleri elimizin tersiyle itiyor ve tıpkı birer "hayvan" gibi hareket ediyoruz.
"Serseri" olmaya meraklı, topluma kazandırmanın güç olduğu bireyler yetiştiriyoruz...
Bu da yetmez gibi; her gün öldürülen bir sürü kadın, trafikte yer vermedin kavgaları, en ufak olayda patlamaya hazır dinamit gibi gezen "leş" insanlar…
Toplumumuz büyük bir hızla, tıpkı "freni patlak kamyon" gibi değerlerini ve insanlığını yitiriyor.
Tabii bu kadar da değil…
Bu olanları sadece ekonomiye bağlamak da mümkün gözükmüyor. Baştan aşağı sosyal çürümenin, insanları hayvanlaştıran kapital kültürün dişlileri arasında benliğimizi yitiriyoruz.
Her gün ekranlara gelen o gündüz kuşağı programları ve dahası...
“Kim kiminle kaçmış, nerede ne yapmış?”
Televizyonlarımızda ekranlara gelen ve "masumane" gözüken o kadın kuşakları, ev hanımı dediğimiz kadınların beynini öldürüyor, milyonları ekrana kilitleyip filanca köydekilerin yasak aşk hikayelerini 7'den 70'e hepimize izletiyor.
Bu şimdilik saydıklarım devede kulak, ama insanın yazarken bile suratı düşüyor.
Tarihi ve mazisi; büyük şan ve şeref, yardım, insanlık ve kardeşlik barındıran kutlu bir ecdadın evlatları olarak her birimize büyük sorumluluk düşüyor.
O sorumlulukları hatırlamak dileğiyle diyorum ve "treni kaçırmış" milletimize hidayet diliyorum…