Kürşat Açıkgöz

12 Eylül'ün gölgesinde Ülkücülük

Kürşat Açıkgöz

12 Eylül 1980…
Türk milletinin hafızasına kara bir gün olarak kazındı. Demokrasiye vurulan darbe, millet iradesine indirilen bir balta ve Türk milliyetçilerinin üzerinde ise kara bir bulut oldu.

Biz ülkücüler için 12 Eylül, yalnızca siyasi bir darbe değil; işkencelerin, haksız mahkemelerin, zindanların ve darağaçlarının sembolüdür. O günlerde nice yiğit ülkücü ağabeylerimiz ya şehit oldu ya da en ağır işkencelerden geçti. Gençliğini vatanı için feda eden, imanıyla, davasıyla dimdik duran ülkücüler, tarihe onurla geçti.

Bugün 12 Eylül’ü konuşurken asla unutmamalıyız: Bizim davamız, günübirlik bir siyaset değil, ebediyete uzanan bir inançtır. Tankların, cuntaların, zulmün ezemediği tek güç ülkücü iradedir. Çünkü ülkücü olmak, dünyevi makam için değil, Allah rızası ve millet bekası için yaşamaktır.

Bugün bizlere düşen, o karanlık günlerde şehit düşen ülküdaşlarımızı rahmetle anmak, işkencelerden geçen ağabeylerimizin izzetini yâd etmek ve aynı hataların tekrarına izin vermemektir. Ülkücü hareket, 12 Eylül’ün karanlığından doğmuş, çileyle pişmiş ve bugünlere gelmiştir.

Unutmayalım ki; 12 Eylül zulmü, ülkücünün imanını yıkamadı. Tam tersine ülkücü hareketi daha da güçlendirdi. Bizler, geçmişten ders alarak geleceğe yürümeye mecburuz.

Rabbim, 12 Eylül’de şehit olan bütün ülkücü ağabeylerimize rahmet eylesin. Mekânları cennet, ruhları şad olsun.

Ne mutlu Türk’üm diyene!
Yaşasın ülkücü hareket!

Yazarın Diğer Yazıları