Bir ülkenin gündemi bazen o kadar gürültülü olur ki, vatandaşından çıkan gerçek sesler arada kaybolur. Televizyon ekranları dolu, tartışma programları çeşitli konularda hararetli, sosyal medya zaten almış başını gidiyor... Herkes konuşuyor, herkes yorum yapıyor, herkes haklı...
Ama bütün bu kalabalığın içinde, asıl soru çoğu zaman cevapsız kalıyor… Vatandaş ne yaşıyor?
Ülke gündemi çoğu zaman siyasi polemikler, sert açıklamalarla şekillenir. Oysa aynı anda, aynı ülkede yaşayan milyonlarca insanın gündemi çok daha başka, çok daha sessizdir. Bir evin mutfağında kaynamayan tencere, bir sokağın köşesinde hayattan koparılan kadınlar, hayatı dışarıda ararken sokak başlarında gençliği savrulanlar yani genel olarak yaşananlar manşet olmaz. Ama hayat tam da orada akıp gider…
Vatandaş için gündem sabah işe giderken duyduğu “ne olacak?” kaygısıdır, akşam eve dönerken taşıdığı “ne oldu?” yorgunluğudur. Çocuğunun güvenliği, yaşlısının sağlığı, yaşadığı çevrenin emniyetidir. Kısaca büyük lafların, uzun tartışmaların ulaşmadığı bir gerçeklik.
Bir vatandaşın “Gündem gerçekten bu mu?” diye sorması haktır.
Bir vatandaşın “Önünü görememe” endişesi yaşaması doğaldır.
Bir vatandaşın yetkililere “Yaşam standartlarımız ne zaman yükselecek?” sorusu abartı değildir.
Yani burada ülke gündemi ile vatandaşın gerçek gündemi arasındaki farkı net görebiliriz. Sessiz gerçekler bizim için kalıcı başlıklar olmaktan artık çıkmalı. Bir ülkenin gündemi her gün değişebilir. Ama bir vatandaşın gerçeği, her sabah kapısını açtığında karşısında durur. Görmezden gelinse bile değişmez!
Peki bir vatandaş, gündem olmak için mutlaka bir kriz mi yaşamalıdır? Yaşadığı olaylar dikkat çekmek için ille de felakete mi dönüşmelidir? Yoksa önceden ilgilenmek, sorgulamak, incelemek ve önlem almak mümkün müdür?
Biz mi gündemi yönetiyoruz, yoksa gündem mi bizi yönetiyor? Ve daha önemlisi, gündem değişirken vatandaşın gerçeği neden hep aynı kalıyor?
Bunun yanıtını okuyuculara bırakıyor, bir ülkenin gücünün sadece büyük meseleleri tartışabilmesinde değil, küçük gibi görünen sorunların fark edilebilmesinde gizli olduğunu belirtmek istiyorum…